| Plakası uygun, sıradan biri bizi eğlenmek için şehre inmiş iki çiftçi ve bir fahişe zanneder. | Open Subtitles | وهي تحمل لوحات قانونية، لذا الشرطي العادي سيعتقد بأنّنا مزراعين وعاهرة قد أتينا لقضاء وقتٍ ممتع هنا |
| "bir kadın, mutfakta bir şef, evde bir temizlikçi ve yatakta bir fahişe olmalı" derdi. | Open Subtitles | أن السيّدة يجب أن تكون طاهية في المطبخ، خادمة في غرفة المعيشة وعاهرة في غرفة النوم. |
| Masanda kola, dairende fahişe var ve özgürsün. | Open Subtitles | كوكايين على الطاولة، وعاهرة على الأرض، و غير مسجون |
| Bence sen kesinlikle güvenilmez sapık bir fahişesin. | Open Subtitles | أنا أعتقد أنك كاذبة وخائنة وعاهرة ويما ما ستقتليننى |
| Boş kafalı,elbise askısı, bazen sürtük. | Open Subtitles | غبية, مجنونة ملابس وعاهرة في بعض الأحيان |
| Masanda kokain, dairende fahişe var ve özgürsün. | Open Subtitles | كوكايين على الطاولة، وعاهرة على الأرض، و غير مسجون |
| sıradaki fahişe olabilir her filmde vardır | Open Subtitles | إنها عاهرة لوحة مطلوبين وعاهرة بغضون 5 ثوان، هذا ما أعنيه وهي موجودة في كل فيلم تمت صناعته |
| Sen benim aradığımı bul, her gün biftek ve konyak içip, her gece farklı bir fahişe alacaksın. | Open Subtitles | لقد وجدت ما أبحث عنه وستحظى باللحم والبراندي كل يوم وعاهرة جديدة كل ليلة. |
| Ben de bir içki daha ve yarağımın üzerinde bir fahişe istiyorum. | Open Subtitles | وأنا أرغب في شراب داعر آخر وعاهرة على قضيبي |
| Beni topluma fahişe olarak göstermeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | إنّك تحاول أن تشهّرني بأنّي فاسقة وعاهرة. |
| Boşver yukarıyı, bunu kimin yaptığını çok iyi biliyorum büyük aptal, küçük aptal ve bir fahişe. | Open Subtitles | تباً للمركز, أعلم تماماً من الذي سبب هذا؟ أنه غبي كبير وغبي صغير وعاهرة |
| - Bir ünlü ve fahişe bize direniyor. | Open Subtitles | لدينا نجم مشهور وعاهرة يقاومان القبض عليهما. |
| Beni topluma fahişe olarak göstermeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | إنّك تحاول أن تشهّرني بأنّي فاسقة وعاهرة. |
| Sırf pezevenk ve fahişe görüyorsunuz. Biz bu değiliz. | Open Subtitles | أنتم ترون فقط قواد وعاهرة هذا ليس نحن |
| - Tek bir satıcı olsa, inanabilirim. Ama bir satıcı ve bir fahişe? | Open Subtitles | -لو إنقلب تاجر واحد فربما لكن تاجر وعاهرة ؟ |
| Ölü bir polis, arabasının ön koltuğunda da bir fahişe. | Open Subtitles | شرطي سيء وعاهرة في مقعده الأمامي |
| Ölü bir polis, arabasının ön koltuğunda da bir fahişe. | Open Subtitles | شرطي سيء وعاهرة في مقعده الأمامي |
| Çünkü sen yatakta aşçı, mutfakta fahişesin. | Open Subtitles | لأنك طباخة جيدة في غرفة النوم, وعاهرة في المطبخ. |
| # Hem fahişe hem orospusun, Hem orospu hem fahişesin # | Open Subtitles | ♪أنت مومس وعاهرة و عاهرة ومومس ♪ |
| Sen bir kabadayı ve fahişesin. | Open Subtitles | أنتي متنمرة وعاهرة |
| Bence sana şişko inek ve çirkin sürtük dediği için Trent'e bir ders verilmesi lazım. | Open Subtitles | أعتقد ترينت يجب أن يكون درسا... ... ليدعوك بقرة سمينة وعاهرة قبيحة. |