| Artık silahlı ve kızgınlar, ben de onlara bir şey daha söylemedim. | Open Subtitles | هم الآن مسلحون وغاضبون قبل حتى أن أنطق ببنت شفه |
| Her türlü savaş gazisi eve geliyor. Yaralı, haşatı çıkmış ve kızgınlar! | Open Subtitles | جميع المحاربين القدامى يعودون للديار خائفين وبحال يرثى لها وغاضبون! |
| Yorgun ve kızgınlar. | Open Subtitles | هم متعبون وغاضبون |
| öfkeli vatandaşlar, Kremlin'in etrafında toplanmaya başladılar. | Open Subtitles | المواطنون خائفون وغاضبون. يتجمعون في الميدان الاحمر امام الكرملين |
| öfkeli vatandaşlar, Kremlin'in etrafında toplanmaya başladılar. | Open Subtitles | وقد بدأ بالدق على المدينة الكبيرة المواطنون خائفون وغاضبون. |
| Yorgun ve kızgınlar. | Open Subtitles | هم متعبون وغاضبون |
| Ve sana da kızgınlar. | Open Subtitles | وغاضبون منك أيضـًا |
| Sahne makyajının uğultusu, döşemenin gıcırtısı sahne arkasındakiler, şeytanlarıyla bir başına sinirli, azgın ve öfkeli. | Open Subtitles | صيحة مساجيق التجميل, وصوت صرير أرضية المسرح, الجميع خلف المسرح, مع هؤلاء الشياطين, قلقون, وشبقون, وغاضبون. |
| Onlar öfkeli gençler. | Open Subtitles | أولئك الشباب انهم صغار وغاضبون |
| Halkın kızgın ve öfkeli. | Open Subtitles | أُناسكم خائفون وغاضبون |