| Sonunda oraya, aşağıya indim, bu eski, paslanmış dairesel şey, gerçekten çok ürkütücü ve garip olan iki yatak vardı. | TED | وبالأخير لما نزلت له, كان حجرة دائرية يملؤها الصدأ, وسريرين, وأشياء مقرفة وغريبة. |
| Çünkü yaptıkları müzik acıklı, depresif ve garip. | Open Subtitles | مليون مرة وأنت لم تستمع لهم ولو لمرة لأن موسيقتهم حزينة وكئيبة وغريبة |
| garip ve acayip olmak iki farklı şeydir. | Open Subtitles | لديك عادات غريبة وغريبة الآطوار هذان شيئان مختلفان تماماً |
| Hayır Lemon, sen bu işe girdin çünkü komik, garip ve sosyal ilişkilerde beceriksizsin. | Open Subtitles | اتجهتِ إلى هذا المجال لأنك مرحة، وغريبة الأطوار ومعاقة اجتماعياً |
| Dedektif benim kızım çok yani oldukça tuhaf ve gariptir. | Open Subtitles | ايها المحقق، ابنتي هي جدا... حسنا، هي منفردة جدا وغريبة |
| Ve, tuhaf bir şekilde, onu incitmekten korkmaya başladım. | Open Subtitles | وغريبة بمـا يكفي، جائني فـزع بأنني أودُ آذيتها |
| Çıkarcı biri gibi görünmek istemem ama oldukça ilginç ve egzotik ihtiyaçlarım oluyor. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أبدو برجوازي أيضا ، لكن احتياجاتي متتنوعة جدا وغريبة. |
| Artık her neysen hayatımın en korkunç ve garip gecesini geçirdim, tamam mı bu yüzden bu konuyu normal insanlar gibi konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | ايا كان لكنني انا فقط تقريباً مررت بأكثر ليلة مخيفة وغريبة في حياتي ، حسنا لذلك لو سمحت هل يمكن ان نتحدث بخصوص هذا مثل الناس الطبيعيين؟ |
| ve garip. Fakat bir ipucuydu, gerçek bir ipucu. | Open Subtitles | وغريبة لكنها كانت دليلا دليل حقيقي |
| Uzun hikaye. ve garip. | Open Subtitles | انها قصة طويلة وغريبة |
| "Bilmem, ben sarışın ve garip biriyim." | Open Subtitles | "مش عارفة, أنا شعرى أصفر وغريبة" |
| - Beyler, çok ilginç ve garip bir şekilde üzücü ama bütün bunlardan benim elime ne geçecek anlamıyorum. | Open Subtitles | إنها أزمة قلب خلابة وغريبة |
| Ama bu haince, garip ve şüpheli ölüm..." | Open Subtitles | وهذه كانت غلطة فادحة وغريبة ولا تصدق |
| Tehditkâr, garip, ve yenmeyen bir şey. | Open Subtitles | إنها تهديد وغريبة وغير صالحة للأكل. |
| garip ve ürkütücü bir coğrafya. | Open Subtitles | ذو بيئة مخيفة وغريبة |
| tuhaf ve saçma hikayelerle ...birbirimizi kokutacak şeyler yapmayalım. | Open Subtitles | دعونا لا نخوفبعضناالبعض معقصصمجنونة وغريبة |
| Geldiğinde bana karşı soğuk, tuhaf ve kötü davranırsa sorun yok demektir. | Open Subtitles | وغريبة وقاسية معي عندها عظيم انه العمل كالعادة |
| - Ayrıca bu yanlış, tuhaf ve kötü olurdu! | Open Subtitles | بالإضافة إلى ذلك، سيكون من الخطأ، وغريبة وسيئة! |
| Evet, zengin bir şirket, ve tuhaf. | Open Subtitles | نعم ,إنها شركة غنية جداً وغريبة الأطوال أيضاً |
| Mevcut Yunan metinlerine tekrar bakarak karanlık ve tuhaf olmasına rağmen bir tane buldu. | Open Subtitles | وبالرجوع للنظر للكتابات اليونانية وجد نظرية رغم كونها غامضة وغريبة |
| Uzun ve tuhaf bir hikâye. Yolda anlatırım. | Open Subtitles | إنها قصة طويلة وغريبة سأخبرك بها على الطريق |
| Aşçıların yeni ve egzotik yemekler yaratabilmesi için biyokimya kullanarak yemek alanında oluşan bir devrim. | Open Subtitles | إنها ثورة جديدة في عالم الطبخ حيث يستخدم الطهاه الكيمياء الحيوية لصنع أطباق جديدة شهية وغريبة |
| Ulu Han Arap Yarımadasından nadir ve egzotik bir hediye. | Open Subtitles | الخان العظيم هدية نادرة وغريبة من شبه الجزيرة العربية |
| Tatlı ve egzotik. | Open Subtitles | إنها لذيذة وغريبة |