| Sıcak şekerlemeyle kaplı olsa... daha çok sevmez misin... ve kremşanti tepecikleriyle, fındık fıstık... ve bütün bu ufalanmış şeyler pelte haline getirilse? | Open Subtitles | ألن تحبيها أكثر عندما تكسوها حلوى ساخنة، وأكوام من القشطة وقطع البندق، وفتات البسكويت المطحون؟ |
| Onu yakaladım. Suratında çikolata ve kurabiye parçaları vardı. | Open Subtitles | أمسكت به وكان وجهه مكسو بالشيكولاتة وفتات البسكويت. |
| En az birkaç yıl yeticek kadar şekerlememiz ve kekimiz var. | Open Subtitles | لدينا على الأقل مقدرات سبع سنوات من المجمدات وفتات الكيك |
| Ayakkabı tabanınız kum ve hala nemli olan yumuşak spartina uçları ile dolu. | Open Subtitles | الدعسات على حذائك محملة بالرمل وفتات ناعمة من العشب والتي ماتزال رطبة |
| Soğan çorbası karışımı ve ekmekleri yemek zorunda mıyım? | Open Subtitles | سوف أضطر لتناول شوربة بصل وفتات خبز على العشاء؟ |
| Onlar uyurken, kir ve kırıntıları temizliyoruz. | Open Subtitles | بينما ينامون... ننظف الأوساخ وفتات الخبز من عليهم |
| Tabii. Gömlek, kravat ve çörek kırıntıları. | Open Subtitles | نعم ، قميص ، ربطة عنق ، وفتات الدونات |
| Kafatası parçaları ve saç bulduk. | Open Subtitles | يبدو أنه شعر وفتات جمجمة، يا سيدي |
| Yani, ismin ve şeker kırıntıları. | Open Subtitles | حسنا، هذا وفتات البون بون. |
| Kurum, ekmek kırıntısı ve plasenta. | Open Subtitles | ـ وسخ ، وفتات عجين ، ومشيمة.. |
| ve de yemek kırıntısı! | Open Subtitles | وفتات الطعام |