"وفي كل مرة" - Translation from Arabic to Turkish

• Ve her seferinde
• ve her defasında
• her seferde ise
• ve ne zaman

Kurbanlarının cesetlerini çıkarttırdı, Ve her seferinde, müvekkili beraat etti.
قام بإستخراج جثث ضحاياه وفي كل مرة موكله يتم تبرئته

Dr. Turner, şartlı tahliye için iki kez görüştüm Ve her seferinde aynı sizin gibi bir terapist bana aynı soruları sordu ben de söylemem gerekenleri söyledim almak istediğim sonucu alabilmek için.
دكتوره ترنر . حضرت جلستين للإفراج المشروط من قبل وفي كل مرة ، المعالجين النفسيين مثلك

Ve her seferinde ona gitmesini, Bu işle hiçbir alakam olmadığını söyledim.
وفي كل مرة أخبرها أن تذهب بعيداً عني أنا لا أريد أن أتورط في هذا

Ama aldığım günden beri her gün o resme bakıyorum ve her defasında güzelliği beni büyülüyor.
منذ اشتريت هذه اللوحة فانا انظر اليها كل يوم وفي كل مرة انظر اليها تقوم بانعاش نفسيتي بسحرها

Evden çıkıp kapıyı kapattığın her seferde ise sanki geri gelmeyecekmişsin gibi havlarlar.
وفي كل مرة تغادر المنزل وتغلق الباب، انهم عواء مثلك ذهبت إلى الأبد.

ve ne zaman gözlerini kapatsan, o anı tekrar yaşıyorsun.
وفي كل مرة تغمض فيها عينيك، تستعيد تلك اللحظة مجددًا.

Sizin için bunları bağlayan ortağınız Ve her seferinde kurbanınızın saçından bir tutam aldığınızda planınızın hâlâ işlediğinin ve sizi çıkaracağının vââdıydı bu.
شريكك في الخارج قد عقد ذلك لك وفي كل مرة كنت تحصل على خصلة من شعر ضحيتك كان وعدا منك بان لاتزال في حركة

Ve her seferinde bana çeşitli sorular soran...
وفي كل مرة كان يسألني كل أنواع الأسئلة ما هي الأسئلة؟

Bunu her seferinde söylüyorsun, Ve her seferinde arap saçına dönüyor.
تقول ذلك في كل مرة وفي كل مرة تتحول لتصير مثل رزمة من العلكة الممضوغة

Ve her seferinde kaçırıldıkları yerde aynı koku varmış.
وفي كل مرة ،يكون مكان اختفائهم له نفس الرائحة.

Ve her seferinde doğruyu söyleyeceksiniz.
وفي كل مرة ستكون إجالتكم هي الحقيقة

Her seferinde savunmamızı düzenlerdim dedim Ve her seferinde de alkışladılar.
وفي كل مرة أجيب "سأستعيد دفاعاتنا القومية" وفي كل مرة, يصفقون لي

Ve her seferinde ayakkabılarımı unutuyorsun.
وفي كل مرة تنسين أحذيتي

Rachel'ın bir çok ikinci şansı oldu... ve her defasında, rengini belli etti.
رايتشل استغلت الكثير من الفرص الثانية وفي كل مرة تثبت فيها حقيقتها

ve her defasında boşanma konusunu açtığım zaman çocuklar için beraber kalmamız konusunda beni ikna ettin.
وفي كل مرة تأتيني فكرة الطلاق انت تقنعينني ان نبقى معا من اجل الاطفال

Evden çıkıp kapıyı kapattığın her seferde ise sanki geri gelmeyecekmişsin gibi havlarlar.
وفي كل مرة تترك المنزل وتغلق الباب ينبحون وكأنّك رحلت للأبد

ve ne zaman biraz mesafe kat etsek aptalca bir iş yaparak her şeyi mahvetmek zorundasın değil mi!
وفي كل مرة كنا نمضي قدماً كان عليك ان تمضي وتنسفها بمكيدة طائشة