| Yani diyorum ki bizi bir sürü sorundan kurtardı değil mi? | Open Subtitles | أقول أنه وفّر علينا عناء كبير، أليس كذلك؟ |
| Yani bu ufacık köprü bir çok insanı kurtardı | Open Subtitles | لذا هذا الجِسر الصغير هذا وفّر على النَّاسِ مِن كِلا المُجتمَعين، 1531 عام مِنْ حياتِهم |
| Bir kaç papel ver de bana ATM'ye gitmekten kurtar. Ne zaman geri alacağım? | Open Subtitles | فقط أعطني بضعة دولارات وفّر عليّ الذهاب إلى جهاز صرف النقود |
| Sesinizi komşulara saklayın, olur mu? | Open Subtitles | الآن، وفّر تلك الأصوات للجيران |
| Nefesini tüketme. | Open Subtitles | وفّر هذا |
| Nefesini boşa harcama, kardeşim. | Open Subtitles | ظننت أن من الأفضل أن نتحدث شخصيا وفّر أنفاسك يا أخي |
| O yüzden yaptığın iyi işlerle ilgili konuşmanı kampanya konuşmalarına sakla. | Open Subtitles | لذا وفّر عليّ خُطب حملاتك عن الأشياء العظيمة. |
| Boşuna nefesini yorma Doktor. Bu çocuklar teslim olmaz. Turgay... | Open Subtitles | وفّر أنفاسك، دكتور هؤلاء الأولاد لن يستسلموا أبداً |
| Konuşmanı Kendine sakla. Eski sevgilin içini döktü zaten. | Open Subtitles | وفّر على نفسكَ الخطابات، خليلتكَ السابقة أشبعتني بها. |
| Bizi de zahmetten kurtardı. Ben bunu kazançtan sayarım. | Open Subtitles | مما وفّر علينا عناء فعل ذلك بأنفسنا، أدعو ذلك ربحًا |
| Görünüşe göre Ray'i adam öldürmeye sevk eden şey aynı zamanda birinin hayatını kurtardı. | Open Subtitles | مالم الذي أوصل راي للقتل... أيضا الذي وفّر أولئك الناس. |
| Galiba beni beladan kurtardı. | Open Subtitles | أعتقد أنه وفّر لي العناء |
| Bu senin hayatını kurtardı, dostum. | Open Subtitles | وفّر حياتك، صاحب. |
| Babamın çiftliğini kurtardı. | Open Subtitles | وفّر مزرعة أبّي. |
| Kürtajı onaylamadığın çok açık demem o ki, ikimizi de bir dertten kurtar. | Open Subtitles | كما يبدو , أنت تُحرّم الإجهاض لذا وفّر علينا المشاكل |
| Yalandan yeminlerini dinleme utancından kurtar beni. | Open Subtitles | وفّر عليّ الإحراج_BAR_ أو الإضطرار لسماع أكاذيبك |
| Onları kendin vur ve onları Wraith'in yapacağı işkence ve acılardan kurtar. | Open Subtitles | و وفّر عليهم عذاب التعرّض "للتعذيب من قبل "الريث |
| Suçlamalarınızı kendinize saklayın komiser. | Open Subtitles | وفّر الإتّهامات، أيّها الملازم |
| Yalanları halka saklayın. Çok ihtiyacınız olacak. | Open Subtitles | وفّر أكاذيبك للبلاط فستحتاج للكثير منهم |
| Gücünüzü saklayın, efendim. | Open Subtitles | وفّر جهدك يا سيدي |
| Nefesini boşa tüketme. | Open Subtitles | لذا وفّر تعبك |
| Nefesini boşa harcama, Fargo. Oy vereceğim kişiyi seçtim bile. | Open Subtitles | وفّر أنفاسك، فارغو أعرف لمن سأصوّت |
| Boşuna çene yorma. | Open Subtitles | تأتي بمثل هذه الأعذار وفّر أنفاسك . |
| Bay Maxence muhtemelen iyi bir şey yaptığını düşünmüştür. - Açıklamalarını Kendine sakla. | Open Subtitles | ربما ظنّ العم ماكسان أنه يقوم بعمل جيد- وفّر توضيحاتك لنفسك- |