| Bu yüzden, tüm ülkelerin tek tek yiyecek arzını aldım ve o ülkedeki tahmini tüketim miktarıyla karşılaştırdım. | TED | لذا، أخذت الإمدادات الغذائية لكل بلد وقارنتها بما كان من المحتمل استهلاكه في كل دولة. |
| Bıçakların ölçülerini bilgisayara yükledim... uçlarının açıları, kalınlıkları gibi... ve kemikte bulduğumuz hasarlarla karşılaştırdım. | Open Subtitles | لقد أدخلت قياسات السكاكين إلى الحاسب الآلي زوايا النصل, الثخانة وقارنتها مع الإصابات على عظمها |
| Ve sonra bu mermileri, bulduğunuz silahtan ateşlediğim mermiyle karşılaştırdım ama yiv izleri uyuşmadı. | Open Subtitles | وقارنتها بالرصاص الذي أطلقته من المسدس المظهر الخارجي لا يطابق. |
| Spor salonunun karşısındaki 3. ve 4. sınıf öğrencilerin yurtlarında kalan öğrencilerle karşılaştırdım. | Open Subtitles | وقارنتها من الطلبة الموجودين في مساكن الطلاب القدامى |
| Sorunlu insanların genetik materyallerinin eski örneklerine ulaştım ve şimdiki genetik materyalleriyle karşılaştırdım. | Open Subtitles | تمكنت من الوصول الى العينات القديمة المضطربة المادة الوراثية للناس وقارنتها مع مادتهم الوراثية الآن |
| Önce gözümden kaçtı çünkü bir dosyası yok, ama mahkum listesini üç kez tarayıp kayıt günlükleriyle karşılaştırdım. | Open Subtitles | لأنه لايوجد هناك ملف له ولكني راجعت إيداعات السجناء ثلاث مرات وقارنتها مع سجلات الحضور |
| Bunu boyutlandırabilmek için gidip şimdiye kadar yapılagelmiş tüm pilleri inceledim. arabalar, bilgisayalar telefonlar, fenerler herşey için yapılmış pilleri. ve bunları dünyanın kullandığı toplam elektrik enerjisi ile karşılaştırdım | TED | ولوضع أبعاد لهذا ، ذهبت ونظرت في كل أنواع البطاريات التي تم صنعها ، للسيارات ، للكمبيوترات ، للهواتف ، لإشارات المرور، لكل شئ ، وقارنتها مع كمية الطاقة تلك التي يستهلكها العالم، |
| Google Earth uydu görüntüleriyle karşılaştırdım. | Open Subtitles | وقارنتها مع صور القمر الصناعي لـ(غوغل إيرث). |