| Otobüs şöförüyle konuştum. Onun hasta ve cevap veremez bir durumda olduğunu söyledi. | Open Subtitles | تحدثت لسائق الأوتوبيس, وقال إنه كان يبدو مشتت ولا يستجيب. |
| Bir gün biriyle geldi ve hastanede paraya ihtiyacın olduğunu söyledi. | Open Subtitles | جاء في أحد الأيام، وقال إنه يحتاجها لأنك في المشفى |
| Evet, Jonah ile konuşuyordum ve zamanında aynı şeyleri yaşadığını ve bu kitabın yardımcı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | نعم، كنت أتحدث إلى يونان، وقال إنه ذهب خلال نفس الشيء مرة واحدة، وهذا ساعد حقا. |
| Büyük bir ağ teşkilatının parçası olduğunu söyledi ve onlara katılırsam suçlamalarımda bana yardım edeceğini söyledi. | Open Subtitles | وقال إنه جزء من شبكة كبيرة، إنه قادر على مساعدتي في التخلص، من الاتهامات الموجهة إلي لو انضممت إليهم. |
| Sizin peşinizde olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال إنه يسعى خلفك |
| - Daniel içeri baktı ve kendiliğinden işleyen bir tür dişliler olduğunu söyledi. | Open Subtitles | نظر (دانيل) إليها وقال إنه توجد بعض أنواع التروس التي تشتغل ذاتياً |
| Bana ihtiyacı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال إنه بحاجة إليّ. |
| Sonra geri geldi, üzgün olduğunu söyledi, | Open Subtitles | ثُم عاد وقال إنه كان آسف |
| - Ve gösterecek bir şeyi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقال إنه لديه شيئا لأراه |