"وقال انه" - Translation from Arabic to Turkish

    • söyledi
        
    • dedi
        
    • adam
        
    • söylemişti
        
    • O da
        
    • onun
        
    Çok yakışıklı olduğunu ve çok güzel vücudu olduğunu söyledi. Open Subtitles وقال انه شيء عظيم حقا تبحث ولها جسم ممزق حقا.
    Baksana, başka bir Dmitri daha aradı ve telefonun ona ait olduğunu söyledi. Open Subtitles هل تعلم , احدهم اسمه ديمترى لقد اتصل بى ايضاً وقال انه هاتفه
    Saati alıp 3 binini düştüm. 5 bin daha getirebileceğini söyledi. Open Subtitles طرقت المراقبة من ثلاثة، وقال انه يمكن تتخلص حتى خمسة آخرين.
    "Tamam, şimdi ölebilirim," dedi, sesindeki o son nefesin hırıltısıyla. Open Subtitles "الآن يجب أن أموت!" وقال انه هز، التواء في السرير.
    En azından herkes onun başka birini elleriyle öldüren adam olduğunu biliyor. Open Subtitles آخر العالم يعرف الرجل، وقال انه يقتل آخر مع القبضات الخاصة به.
    - Bir daha yakalarsa bana tüm paketi yedireceğini söylemişti. Open Subtitles وقال انه اذا رأى أي وقت مضى لي فعل ذلك مرة أخرى، انه تجعلني أكل حزمة بأكملها.
    Ama sonra bir gün, kendisi de çocuk sahibi olan bir ekonomist çıkagelmiş, ve O da çocuğuna pahalı ve karmaşık olan tedaviyi uyguluyormuş. TED ولكن بعد مدة جاء خبير اقتصادي متواضع وكان لديه طفل وقال انه استخدم العلاج المكلف والمعقد
    - Şu an senin hala onun arkadaşı olduğunu bilmesi gerekiyor. Open Subtitles الآن، وقال انه يحتاج إلى معرفة ان كنت لا تزال صديقه.
    Ona bunu sorduğum zaman, sana anlatmanın anlamsız olacağını söyledi. Open Subtitles سألته عن الامر وقال انه لا شيء يمكن الاخبار به
    İki gün önce buraya geldi ve konuşmak istediğini söyledi. Hangi yüzle geldin? Open Subtitles وقال انه جاء الى هنا قبل يومين و قال انه في حاجة للحديث.
    Biraz para verdi ve beni daha sonra arayacağını söyledi. Open Subtitles هو اعطاني بعض المال وقال انه سوف يكون على اتصال
    Bir kaç hafta önce Avrupa'ya gelmişti ve beni görmek istediğini söyledi. Open Subtitles وبعد ذلك منذ اسابيع قليلة، كان في اوروبا، وقال انه يريد رؤيتي
    Ekibimden Boone buraya geldiğinde, bunun bir geçit olduğunu söyledi. Open Subtitles بلدي الطاقم، بون، عندما جاء إلى، وقال انه كان بوابة.
    Ses için kullanılacak çeşitli tonlamaları uzun saatlerce kaydettiğini söyledi. TED وقال انه سجل العديد من الساعات بمختلف الهيئات لكي يتم استخدامها في الصوت
    Ve bundan hiç korkmadığını söyledi. TED وقال انه لم يكن خائفاَ حقاَ من هذا بتاتاَ.
    Bir ay falan çıkmıştık ve sonra bir öğlen geldi ve kasabadan ayrıldığını söyledi aynen böyle oldu. Open Subtitles كنا نخرج سويا لشهر او نحوه ثم ذات ظهيرة جاء وقال انه مغادر للبلدة فقط هكذا
    Beni izleyenin sadece kendisi olmadığını ve her hareketimden haberdar olacağını söyledi. Open Subtitles وقال انه ليس الوحيد الذى يراقبنى وانه سيعرف كل حركاتى
    Park yasaklarını iplemediğini, söyledi. Yemişim park yasağını dedi. Open Subtitles وقال انه لا يهمه إذا كانت منطقة حظر وقوف السيارات
    Ve Vishnu dedi ki, Dünyada Rama adında biri doğacak. Open Subtitles ذلك فيشنو وقال انه كان رائعا أن تكون ولدت على الأرض ورام.
    Bir adam bunu incittiğinde, saçını tarayamaz, top bile atamaz. Open Subtitles أنا يخترق ذلك، وقال انه لا يمكن حتى تمشيط شعره، ناهيك عن رمي الكرة.
    Saat 8.00'da bir arkadaşının düğününe yetişmesi gerektiğini söylemişti. Open Subtitles وقال انه كان لابد في حفل زفافه الأصدقاء صباح هذا اليوم في الحديقة في مثل 8:
    En az kendin kadar zeki bir orospu çocuğu tutmuşsun O da yangında para olduğunu biliyormuş. Open Subtitles أن تأخذ ابنها الذكية العاهرة مثلك، الصبي، وقال انه يعلم ان هناك المال في الحرائق.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more