| Değerli zamanımı, hem özel, hem de umumi olarak kırdığın potlarını düzeltmekle harcıyorum. | Open Subtitles | يبدو اننى اقضى قدرا كبيرا من وقتى الثمين لتصحيح حماقاتك العامة و الخاصة |
| Eğer bunu inkâr edeceksen, zamanımı boşa harcama, çeneni kapa. | Open Subtitles | طالما أنك ستنكر الأمر ، فكف عن إضاعة وقتى واخرس |
| Fakat senin şansın kalmadı ve benim de zamanım doldu. | Open Subtitles | ولكن الان فان حظك قد انتهى, وانا وقتى قد انتهى |
| Şimdilik bilmiyorum. Sizi tanımak için epey zamanım var. | Open Subtitles | لست متأكداً بعد,لابد أن آخذ وقتى لأتعرف إليكم أكثر |
| Patronuna söyle, bir daha vaktimi böyle harcarsa bir sonraki görüşmemiz böyle olmaz. | Open Subtitles | أخبر رب عملك اذا أهدر وقتى هكذا ثانية, لقائنا القادم لن يكون ودياً. |
| Bu yüzden tarafsız görünüp vaktimi beklemem herkesin yararına olur. | Open Subtitles | لهذا فاٍننى أفكر في الأفضل لكل فرد لو بدوت محايدا و أقمت في وقتى |
| Daha sohbet etmek isterdim ama vaktim yok. | Open Subtitles | أؤد أن أتحدث أكثر ولكنى وقتى قصير |
| Aslında, sen onlarla geçireceğim zamanı çalıyorsun. | Open Subtitles | أنا أحب والديكِ. فى الواقع أنتِ تسرقين من وقتى معهما |
| Elimde olsa tüm zamanımı sizin gibi insanlarla birlikte... ..bilginin peşinde dolaşarak geçirirdim. | Open Subtitles | اذا كان على أن أختار طريقى ، فهذا هو الطريق الذى أحب به تمضية كل وقتى فى صحبة رجال مثلكم لمتابعة المعرفة |
| Yarın seni öldürmek istesem, sence zamanımı hayali şırıngalarla harcar mıyım? | Open Subtitles | لو أردت قتلك غدا هل تعتقد اننى سأبدد وقتى بالتفكير بالجرائم الخيالية |
| Majesteleri, anlaşılan hem kendi zamanımı, hem de sizinkini boşa harcıyorum. | Open Subtitles | مولاتى ، من الواضح أننى أضيع وقتى كما أضيع وقتك |
| Sence ben aptal buluşlarla zamanımı harcıyor muyum? | Open Subtitles | هل تعتقدان انى مجنون ؟ اضيع وقتى على اختراعات تافهه |
| zamanım sınırlı. İstediğim adam hazır mı? | Open Subtitles | ان وقتى محدود هل الرجل الذى طلبته جاهز ؟ |
| Bunu çıkartma zamanım geldiğinde, ...bunu, lütfen, bu rozetin hala baskıyı değil özgürlüğü temsil ettiğini bilerek yapayım. | Open Subtitles | عندما يجىء وقتى لنزعها من فضلكم اتركونى افعل ذلك لتعرفوا انى مازلت أؤيد الحرية وليس القمع |
| Çünkü bu benim kendime ayırdığım,-özel zamanım olurdu, ve kişinin birazcık kendini savunma duygusu varsa, beni rahatsız etmekten çekinirdi. | Open Subtitles | لأنه سيكون وقتى ، وقتى الخاص و أى شخص لديه احترام النفس لا يجرؤ على مقاطعته |
| İngiltere'de sadece iki ayım kaldı ve ben de ölü bile olmayan bir adam üzerinde tüm vaktimi israf ediyorum. | Open Subtitles | ليقول لى أنه بقى لى شهران فى إنجلترا وأننى أهدر وقتى كثيراً على رجل . ليس حتى ميتاً |
| Kendimi bu işe bulaştırarak vaktimi boşa harcıyor gibi hissetmiyorum. | Open Subtitles | لن اعطيك أى شيء لن أضيع وقتى فى الحصول على هذا |
| İlginize teşekkür ederim ama tedavi için vaktim yok. | Open Subtitles | ـ أخشي أن وقتى قد انتهي ـ هل سترحل؟ |
| Ve tüm bunlar, onca zamanı olmayan ailemi düşünüp üzülerek boşa harcadığımı farketmemi sağladı. | Open Subtitles | وهذا يجعلنى استنتج اننى اضعت الكثير من وقتى غائبا عن عائلتى التى لم احصل عليها |
| Olmasaydı daha iyi olurdu; denilen birisini. Ve bunun için vakit kaybetmeyin. | Open Subtitles | شخص ما يكون العالم أفضل بدونه ، ولا تضيعِ وقتى فى هذا. |
| Tanrı'nın Askerleri'nde geçirdiğim zaman beni farklı bir yola sürüklüyor. Robot, vur şunu! | Open Subtitles | لايسى راند وقتى مع جنود الواحد يقودنى إلى مسار مختلف |
| Senaryoyu daha iyi yapmam vaktimi boşa harcamak mı? | Open Subtitles | هل اهدر وقتى عندما احاول ان اجعل النص افضل ؟ |
| Bütün vaktimi matematiğe harcadım. Ondan da kalmazsam şanslıyım gene. | Open Subtitles | أقضى معظم وقتى فى مذاكرة الرياضيات ،إنى لمحظوظة لو لم أرسب |
| Ve dediklerim hakkında düşün, zamanımın da çok azaldığını unutma. | Open Subtitles | و فكر فيما قلت و لكن تذكر إن وقتى قصير |