| Bu konuyu Başka zaman da tartışabilirdik bu kadar geç saatte gelmenin bir nedeni var. | Open Subtitles | يمكننا أن نجري هذه المحادثة في وقتٍ آخر. ولكنك أتيت في هذه الوقت المتأخر لسبب. |
| Üzgünüm. Zamanlamanız iyi değil, belki Başka zaman. | Open Subtitles | أنا آسفة ، ولكن اليوم ليس . باليوم الجيد ، لذا ربما في وقتٍ آخر |
| Başka zaman da görebilirsin. Hadi geri dönelim. Hadi. | Open Subtitles | يمكنكِ رؤية ذلك في وقتٍ آخر هيّا لنعود الآن، هيّـا. |
| Bu konuyu Başka zaman tartışalım. | Open Subtitles | لو لم ننتظر حسناً ، إسمعاني ، هل يمكننا فعل هذا في وقتٍ آخر |
| Losyonu Başka zaman alırsın. | Open Subtitles | يمكنك إحضارها في وقتٍ آخر. |
| Hayır. Sağ ol yine de. Başka zaman belki. | Open Subtitles | لا، شكراً، على أية حال ربما في وقتٍ آخر |
| O izinleri kontrol etmeye de Başka zaman gelirim. | Open Subtitles | ساعود في وقتٍ آخر لتفحص هذا التراخيص |
| Bunu Başka zaman yapmalıyız. | Open Subtitles | سيتوجبُ علينا فعل هذا في وقتٍ آخر. |
| Başka zaman gidersin. Hele bir yerleşelim de. | Open Subtitles | ،يمكن أن تذهب في وقتٍ آخر عندما نستقرّ |
| Başka zaman yeriz akşam yemeğini. | Open Subtitles | يمكننا تناول العشاء في وقتٍ آخر. |
| Özür dilerim. Belki de ona Başka zaman arayabilirsin? | Open Subtitles | -اعتذاري لك, ربما بوسعك أن تسأل عنه في وقتٍ آخر |
| Başka zaman geliriz. | Open Subtitles | سنضطر أن نأتى فى وقتٍ آخر. |
| Başka zaman tekrar uğrarım. | Open Subtitles | سآتي في وقتٍ آخر |
| Başka zaman gideriz. | Open Subtitles | سنذهب في وقتٍ آخر |
| Belki onlarla, Başka zaman övünürsün, Tempe. | Open Subtitles | ربّما يمكنكِ التفاخر بهم في وقتٍ آخر يا (تيمبي)؟ |
| Başka zaman takılırız. | Open Subtitles | سنتقابل في وقتٍ آخر فحسب |
| Tamam. Belki Başka zaman. | Open Subtitles | حسناً , ربما في وقتٍ آخر |
| Losyonu Başka zaman alırsın. | Open Subtitles | فلتحضريها لي في وقتٍ آخر. |
| Başka zaman gideriz. | Open Subtitles | ربما في وقتٍ آخر ؟ |