| O yüzden bunu yapmak için daha iyi bir zaman düşünemiyorum. Gel. | Open Subtitles | هذا هو السبب في أنني لا يمكنني تصور وقت أفضل للقيام بذلك. |
| Fransızların kibirini yok etmek için bundan daha iyi bir zaman olamaz. | Open Subtitles | أقول أنه لم يكن هناك وقت أفضل لوضع حد للفخر الفرنسي |
| Ama bunu telafi etmek için hemen şu an gibisi yoktur. | Open Subtitles | لكن لا يوجد وقت أفضل من الحاضر للتعويض عن ذلك |
| şu an gibisi yoktur derler. | Open Subtitles | حسنا، ليس هناك وقت أفضل من الوقت الحاضر. |
| Eğer birileri bütün gece beni görmezlikten gelmeseydi... daha iyi zaman geçirebilirdim. | Open Subtitles | كنت سأقضى وقت أفضل لو لم يتجاهلنى شخص ما طوال اليل |
| Bir daha ki sefere çok daha iyi zaman geçiririz, tamam mı? | Open Subtitles | سيكون امامنا وقت أفضل في المرة القادمة ، حسناً؟ |
| Bu para, daha iyi bir zamanda gelemezdi. | Open Subtitles | هذه الأموال لا يمكن أن تأتي في وقت أفضل من هذا |
| Kendime bir yardımcı tutmak için bundan daha iyi bir zaman olamazdı. | Open Subtitles | لا يوجد وقت أفضل من الآن للتفكير بتعيين مساعد |
| Yeni bir başlangıç için daha iyi bir zaman olmayabilir. | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون ثمة وقت أفضل من أجل بداية نظيفة |
| Lafı bile olmaz. daha iyi bir zamanda gelemezdin! | Open Subtitles | ليس على الإطلاق,لم تكن لتأتي في وقت أفضل |
| Dünya üzerinde çarşamba günü sabahın 11'inden daha iyi bir zaman var mı? | Open Subtitles | هل هناك وقت أفضل في العالم من الحادي عشر صباحا في يوم الأربعاء ؟ |
| Değil mi? Karar vermek için şu an gibisi yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد وقت أفضل من الحاضر للتغيير. |
| Zamanlar ve programla ilgili konuşmak istediğini söylemiştin, ben de şu andan daha iyi zaman mı var diye düşündüm. | Open Subtitles | قلت أنّك أردت التحدث عن التواريخ وجداول المواعيد، لذا تصورت أيّ وقت أفضل من الآن؟ |
| daha iyi zaman hiç olmamıştı Bu ülkede şu andan daha kara bir insan olmak. | Open Subtitles | لم يسبق وقت أفضل في هذه البلاد ليحكمها رجل أسود كالآن |