| cinayet saatinde Villette'in evinden çıkan bir papaz görülmüş. | Open Subtitles | قسيس تم رؤيته يغادر منزل فاليت فى وقت ارتكاب الجريمة |
| Bak, bu ikisi cinayet saatinde şehir dışındalarmış. | Open Subtitles | انظر، كانت هاتين خارج المدينة في وقت ارتكاب الجريمة. |
| Bir taksi olay yerine yakın bir yerden onu cinayet saatinde almış. | Open Subtitles | أقلهتها سيارة الأجرة بالقرب من مسرحة الجريمة في وقت ارتكاب الجريمة |
| cinayet saatinde dışarısı soğuktu, bu da adli tıbbın arabada neden bir şey bulamadığını açıklar. | Open Subtitles | تماماً وقت ارتكاب الجريمة الأمر الذي يفسر لماذا لم يجد الطب الشرعي أدلة على السيارة |
| Tribeca Grand, cinayet saatinde Stark'ın Candece'la birlikte olduğunu onayladı. | Open Subtitles | فندق (تريبيكا جراند) يؤكّد أنّ (ستارك) كان مع (كانديس) في وقت ارتكاب الجريمة |
| Ve Bayan D.D. Diamond da cinayet saatinde adamın evde olduğunu onaylıyor. | Open Subtitles | و الآنسة (د.د. دايموند) أكّدت أنه كان بمنزله وقت ارتكاب الجريمة. |
| cinayet saatinde Frank'le olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | (تقول بأنها كانت مع (فرانك في وقت ارتكاب الجريمة |