"وقت بعيد" - Translation from Arabic to Turkish

• uzun zaman
• uzun süre
• uzun zamandır

Eğer seni öldürecek olsaydım, bunu uzun zaman önce yapardım.
إن كنت أريد قتلك كنت سأفعل هذا منذ وقت بعيد

Beyni mantarlaşmamışsa bile, ki mantarlaşmış, uzun zaman önce dilini yutmuş olmalı.
حتى لو كان مخه واعيا, ولكنه ليس كذلك فقد مضغ لسانه منذ وقت بعيد

Evet farkindayim sukurler olsun ki... o dazlaklik sacmaligini uzun zaman once astin.
نعم .. إني أراعي بأنك .. كبرت على ذلك الرأس الأصلع منذ وقت بعيد ..

uzun zaman önce, çok uzaklardaki bir marketin önünde...
منذ وقت بعيد , امام متجر مناسب بعيد , بعيد جدا

Senin ataman için çok uzun süre dua ettim. Sanırım, tam sana göre bir yerim var.
لقد اردت منذ وقت بعيد شخصا لهذه المهمة و لدي المكان المناسب لك

uzun zaman önce başka bir yere tayinini isteyebilirdin.
هل تعلم، كان من الممكن أن تحصل لنفسك علي إنتقال منذ وقت بعيد

Evet. uzun zaman önce, yapabileceğini söylemiştim
نعم, أخبرتها منذ وقت بعيد أن بإمكانها أن تكون

Küreğim bir sandığa vurdu. uzun zaman önce babam gömmüş olsa gerek.
حيثأصتدمفأسيبالصندوق، لا بدّ أنّ أبي دفنهم هناك مُنذ وقت بعيد.

- O fikir uzun zaman önce aklıma gelmişti.
حسنا، أعني، تعلم، كانت لدي تلك الفكرة منذ وقت بعيد.

Yani bilirsin uzun zaman önce aklıma gelivermişti.
حسنا، أعني، تعلم، كانت لدي تلك الفكرة منذ وقت بعيد.

uzun zaman önce, ta Japonya'da; bu yüzden ayrılmak zorunda kaldım.
منذ وقت بعيد في اليابان لذلك كان علي الرحيل

Çok uzun zaman önce tanımıştım. Onunla uzun zamandan beri görüşmüyoruz...
عرفتها منذ وقت بعيد ... لم أتحدث معها منذ

Bu işi uzun zaman önce unutmuştum.
نعم , أتذكرها و أهملتها منذ وقت بعيد

Maggie Peyton. Çok uzun zaman oldu.
ماغي بيتون لم أرك منذ وقت بعيد

Biliyor musun, bu eğlenceli, çok uzun zaman önce değil.
اتعلمي .. انه مضحك .. ليس من وقت بعيد

uzun zaman önce annemi koruyamadım.
لم أتمكن من حماية أمى منذ وقت بعيد

Viyana'dan, uzun zaman önce, Avusturya'da.
هو من فيينا منذ وقت بعيد جداً في أستريا

Çok uzun zaman geçmedi değil mi?
لم يكن هذا منذ وقت بعيد أليس كذلك؟

Tüm pompaları uzun süre önce buradan çıkarmam gerekti.
كان علي ان أخذ كل المضخات من هنا منذ وقت بعيد

Dave çoğunlukla grubuyla olduğundan onunla uzun süre önce bir anlaşma yapmıştık.
لدي إتفاق منذ وقت (بعيد مع (ديف حيث أنه يخرج كثيرا مع فرقته

Bu gezegende uzun zamandır sıkışıp kaldım, hep kurtulduğumu hayal ediyordum.
لقد كنت عالقاً فى هذا الكوكب منذ وقت بعيد أحلم بالخروج منه