| Bu haftanın başında Emniyet Bakanı Sayın Louis le Grange... | Open Subtitles | في وقت سابق هذا الإسبوع، وزير الشرطة، السيد لويس لو |
| Bu akşam başlattığımız konuya dönmek istiyorum. Ne oldu? | Open Subtitles | أريد العودة للموضوع الذي ناقشناه في وقت سابق هذا المساء |
| Son zamanlarda mide problemi çekiyorum. Bu bana yardımcı olmuyor. | Open Subtitles | لقد عانيت من ألم في بطني في وقت سابق هذا لا يساعد |
| Bu akşam travmaya dayalı bir nöbet geçirdiniz. | Open Subtitles | أنت عانيت من نوبة ناتجة عن إصابة في وقت سابق هذا المساء |
| Bu sabah erkenden parkta bir saldırı yaşandı. | Open Subtitles | لقد كان هُناك إعتداء في وقت سابق هذا الصباح في المتنزه |
| Bugün erken saatlerde, bir cihazın varlığını keşfettik. İHA filo sistemimize sızıp, kontrol edebiliyordu Bu cihaz. | Open Subtitles | في وقت سابق هذا اليوم، وجدنا جهازاً له القدرة على إختطاف والسيطرة على أسطولنا للطائرات الآلية. |
| Bu hafta cesedini mezarından çıkarıp inceledik, | Open Subtitles | قمنا بنبش جثته في وقت سابق هذا الأسبوع وأثبتنا |
| Bugün tam şurada oturdu ve Bu konuda bana yine yalan söyledi. | Open Subtitles | أتعلمان، كان يجلس هناك في وقت سابق هذا الصباح، وكذب عليّ بشأن كلّ هذا ثانية |
| Bu senenin başlarında bir jüri görevinde tekrar karşılaştık. | Open Subtitles | حسنا، تواصلنا مجددا في وقت سابق هذا العام في هيئة محلفين. |
| Bu yılın başında yapmıştım. | Open Subtitles | أنا فعلت هذا في وقت سابق هذا العام. |
| Medyaya uygulanan blokaj Bu sabahki basın toplantısıyla kaldırıldı. | Open Subtitles | التعتيم الإعلامي رفع أخيرا... بالمؤتمر الصحفي الذي عقد في وقت سابق هذا الصباح. |
| Bu takma tırnağı Bu akşama doğru soyulan Santa Barbara Kan bankasında bulduk. | Open Subtitles | وجدنا هذا الإظفر الإصطناعي في "بنك دمّ "سانتا باربرا والذي سُرق في وقت سابق هذا المساء |
| - Ve daha önceden Bu adam... | Open Subtitles | ----و ما حدث في وقت سابق, هذا الرجل كان الرئيس |
| Michelle Bu sene başında Çin'de yaşıyordu. | Open Subtitles | كانت "ميشيل" تعيش في "الصين" في وقت سابق هذا العام. |
| Tara, Bu sabah yanıma gelip Maryann'in ona yaptırdıklarını hatırlaması gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | (تارا)، لقد جاء لرؤيتي في وقت سابق هذا اليوم، قال أنّه يحتاج للعون ليتذكر بمَ أصابته (ماريان) |
| Bu sabah FBI Gavin Knowles'u yakaladı. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} "في وقت سابق هذا الصباح، المباحث الفيدرالية ألقت القبض على (غافن نولز)،" |
| - Bu yılın başındaki soygundan Bu yana... | Open Subtitles | -بعد اقتحام في وقت سابق هذا العام |
| Bu sabah saldırıya uğradı. | Open Subtitles | شريك زوجك، الد. "رييس"... تمت مهاجمته في وقت سابق هذا المساء. |
| Polis, zanlının, hastanede yatan ve Bu akşam kaçan hasta, Hugo Reyes olduğunu tespit etmiş durumda. | Open Subtitles | "فرّ في وقت سابق هذا المساء... (هيوغو رياس)" |