| Peki, bu da söylendiğine göre, çok çok kısa bir zamanımız var. O yüzden sunumunuzda olması gereken şeylerin bir üzerinden geçelim. | TED | إذن , كما قلنا سابقا , نحن لدينا وقت قصير جدا جدا. لذا دعونا نراجع الأمور التي يتوجب عليكم تضمينها في عرضكم الترويجي. |
| Şimdi, baba, çok kısa bir zamanda bir polis birliği burayı dağıtmaya gelecek, ve hemen davranmazsan sonun çabuk gelecek. | Open Subtitles | الآن، بابا، في وقت قصير جدا جماعة الجوالة ستأتي مهتاجا إلى هنا وسوف تعجل بنهايتك ان لم تحسن التصرف |
| Biriyle beraberken, ilişkinin ilerleyip ilerlemeyeceğini çok kısa sürede anlarsın. | Open Subtitles | عندما تكون مع شخص ما فان هناك فقط وقت قصير جدا تستطيعان به أن تمنحا الأشياء لبعضكما دون مقابل |
| Mai Wiru işe yarıyordu ve çok kısa bir sürede Amata bölgede en düşük şeker tüketim oranına sahip oldu. | Open Subtitles | نظام ماي يورو كان يعمل على اكمل وجه وفي وقت قصير جدا أماتا حصلت على اقل تقييم في تناول السكر بالمنطقة |
| Ayrıca göğsü aşağıya doğru bastırmak ve çok kısa bir süre içinde hıçkırıklara boğulmak. | Open Subtitles | والضغط أيضا أسفل الصدر... و التنهد في وقت قصير جدا. |
| çok kısa zamanda Ulusal Acil Durum Merkezi'nın başı bile olabilirsin. | Open Subtitles | يمكن أن تصبحى الرئيسة فى وقت قصير جدا |
| Bu çok kısa bir süre. | Open Subtitles | انه وقت قصير جدا |
| Buda çok kısa zamanda oldu. | Open Subtitles | و فى وقت قصير جدا |
| Ama tasma kayışın çok kısa. | Open Subtitles | ولكن لديك وقت قصير جدا. |
| çok kısa sürede çok fazla. | Open Subtitles | مبلغ كبير في وقت قصير جدا. |