| vaktimiz yok, işimiz var. | Open Subtitles | ليسَ لدينا وقت لدينا أشياء يجب أن نقوم بها |
| Marshall, nelerin kalıp nelerin atılacağını tartışacak vaktimiz yok. | Open Subtitles | وقت لدينا ليس .. مارشال حسنا لنتجادل نتركه ما و نأخذه ما بخصوص |
| Yani hayır. Sohbet edecek vaktimiz yok. | Open Subtitles | لذا لا، لا وقت لدينا لمعرفة أخبار بعضنا البعض |
| Çok fazla insan var. Deneme çekimleri için zamanımız yok. | Open Subtitles | يوجد العديد من الأشخاص ينتظرون دورهم لا يوجد وقت لدينا |
| Dört saatimiz kaldı, ...harcanacak zaman yok. | Open Subtitles | بقيت 4 ساعات حتى الصباح لا وقت لدينا نضيعه |
| Hayır, sohbet edecek vaktimiz yok. | Open Subtitles | لا، لا وقت لدينا لمعرفة أخبار بعضنا البعض |
| Buna vaktimiz olmadığı için ben derim ki onu terk edelim. | Open Subtitles | لكن بما أن لا وقت لدينا لذلك أقترح أن نتركه |
| Sıkıştırdığım için kusura bakma Çavuş ama fazla vaktimiz yok. | Open Subtitles | آسفة على تعجيلك أيها الرقيب لكن لا وقت لدينا |
| Yani hayır. Sohbet edecek vaktimiz yok. | Open Subtitles | لذا لا، لا وقت لدينا لمعرفة أخبار بعضنا البعض |
| Hayır, sohbet edecek vaktimiz yok. | Open Subtitles | لا، لا وقت لدينا لمعرفة أخبار بعضنا البعض |
| Neyse, şimdi bu şekilde kaybedecek vaktimiz yok. | Open Subtitles | على اى حال, لا وقت لدينا لهذا, |
| Hayır bu bilimsel tartışma için vaktimiz yok. | Open Subtitles | لا وقت لدينا لهذا النقاش العلمي |
| Acele et Alpha. vaktimiz yok. | Open Subtitles | أسرع يا ألفا لا يوجد وقت لدينا |
| Kaybedecek vaktimiz yok. Doğrudan anlatayım. İki sorunun var. | Open Subtitles | لا وقت لدينا للعبث لديك مشكلتين |
| Bürokrasiyle kaybedilecek vaktimiz yok. | Open Subtitles | لا وقت لدينا للمرور بالطرق الحكومية |
| Büyük ihtimalle budur. vaktimiz çok az. | Open Subtitles | من المحتمل أن يكون هذا، لا وقت لدينا |
| Yapiyi tarayin, kaybolacak vaktimiz yok. | Open Subtitles | - قوموا بفحص البنية المعمارية فلا وقت لدينا لنضيع هناك |
| Unutun gitsin, efendim. Bu küllenmiş tartışma için hiç vaktimiz yok. | Open Subtitles | إنسى الأمر ، لا وقت لدينا لهذه المناقشة |
| Unutmayalım ki, yavaş yavaş yaklaşacak zamanımız yok. Gözler önünde teklifimizi vurmalıyız. | Open Subtitles | لا وقت لدينا للتقرب إليه ببطء علينا أن نقدم له العرض مباشرة |
| Tartışacak zamanımız yok. Planladığımız gibi gidiyoruz. | Open Subtitles | لا وقت لدينا للجدال، سننفذ الخطة سنذهب جميعاً، وأنتما أيضاً، جميعنا |
| En iyisi bodruma gidelim. zamanımız yok, cephanemiz yok. | Open Subtitles | . من الأفضل أن ننزل إلى ذلك السرداب انظر ، لا وقت لدينا ، لا زخيرة لدينا |
| İsterdim. zaman yok. Tablomuz çalındı. | Open Subtitles | كنت أحب ذلك ولكن لا يوجد وقت لدينا لوحة مسروقة |