| Washington'da Devlet Departmanı'ndayken çok tutkulu, Ghanalı bir girişimciyle tanıştım. | TED | منذ مدة قريبة كنت في مبنى ولاية واشنطن وقد قابلت احدى المميزات الرائدات الملهمات من غانا |
| Bir hastahanede gece işi yapıyorum ...ve hoş insanlarla tanıştım. | Open Subtitles | فأنا أعمل فى وردية ليلة بإحدى المستشفيات وقد قابلت أشخاص لطيفة فعلا |
| Vietnam'dan beri sokaklarda yaşayan bir adamla bile tanıştım. | Open Subtitles | وقد قابلت رجال مشردون في الشوارع منذ حرب فيتنام |
| Bu insanların bir kısmıyla tanıştım. | TED | وقد قابلت بعضاً من هؤلاء المتصلين |
| böylece 1 senedir haberleşemediğim dostlarım Gene ve Gail birden benden "Koredeyim, çok enteresan bir kızla tanıştım." diyen bir telefon aldılar. | TED | فها هما صديقيّ جين و جال لم يكونا قد سمعا مني شيئا منذ عام تقريبا. و فجأة اذ بي اتصل قائلا: " أنا في كوريا، وقد قابلت هذه الفتاة الرائعة." |
| - Cenaze vardı. Ailenle tanıştım. | Open Subtitles | {\pos(190,220)} كان هناك جنازة لك وقد قابلت والديك |
| Çok iyi birisiyle tanıştım. | Open Subtitles | والآن وقد قابلت شخصًا رائعًا |
| Bir de, yeni biriyle tanıştım. | Open Subtitles | وقد قابلت أخرى |