İngilizce, İspanyolca ve Biraz da Fransızca bilir. | Open Subtitles | غارسيا يتحدث الإنكليزية والإسبانية وقليل من الفرنسية |
Bir şişe bordo şarabı ve Biraz da maden suyu getir. | Open Subtitles | زجاجة من نبيذ بوردو وقليل من الماء الفوار |
kaynamış bezir yağı, bir tutam petek reçinesi, ve bir tutam da paraffin. | Open Subtitles | زيت الكتان المغلي، وقليل من شمع العسل، وجرعة صغيرة جداً من النفط الأبيض. |
Bütün gereken sıkı çalışma, bir parça yetenek ve bir milyarderin biricik kızıyla evlenmek. | Open Subtitles | كل ما تتطلبه هو العمل الدؤوب وقليل من الموهبة الطبيعية والزواج من ابنة وحيدة لبليونير |
O kavga ve biraz bencil marifet beni buradan çıkaracak. | Open Subtitles | هذا الصراع وقليل من براعة الانانيه سوف تخرجني من هنا |
Dikkatini dağıtan bir şeyden fazlası değil, senin etkileyeceğin, zekanla şaşırtacağın sıradan küçük bir paçavra. | Open Subtitles | لا شيء أكثر الهاء وقليل من عدم الاعتيادية لك من أجل اثارة اعجابه لانبهاره بذكاءك |
Birkaç küçük ipucu ve Biraz da şans ile iki özel Cougar'ı bulup ona sevgimizi gösterebiliriz. | Open Subtitles | لذا, ببعض التلميحات وقليل من الحظ يمكننا إيجاد إثنان منهم وإغراقهم بالحب |
İşin özü bir adet sis bombası, Biraz da benzin ile 4 saat boyunca trafiği kilitleyebilirsiniz. | Open Subtitles | ممايعني يمكنك جعل الطريق مسدود لمدة أربع ساعات بعلبة دخان وقليل من الوقود |
Arka planda silahlar ve ateşler.Biraz da duman. | Open Subtitles | حالما ترتدي الزي مع بعض النيران كخلفية وقليل من الدخان |
Birazcık hayal gücü ve Biraz da parayla bunun gibi olabilir. | Open Subtitles | نعم مع قليل من الخيال وقليل من المال هذه يمكن أن تكون ، القصر المنشود |
Enerji verecek bir sürü yiyecek peynir, fındık, Biraz da biftek gibi. | Open Subtitles | أشياء كثيرة غنية بالطاقة مثل الجبن والجوز وقليل من لحم البقر أنا ممتن لذلك |
Su, şeker için pekmez asit için limon, bağırsakları temizlemek için kırmızı biber ve kusmak için bir tutam ipeka. | Open Subtitles | ماء , عصير القيقب للجلوكوز ليمون للتحميض , فلفل حريف لإغضاب المعدة وقليل من الايبكاك ذلك سيكون وكيلا للتقيؤ |
Bir tutam Beethoven ve Beach Boys. | Open Subtitles | وقليل من مكونات بيتهوفن واولاد الشاطئ |
Bunu ayrıştırmak için ihtiyacımız olan şeyler biraz tuzlu su biraz sıvı deterjan ve bir parça buz gibi alkoldür. | Open Subtitles | كل المطلوب كي تستخلصه هو ماء مالح و سائل غسيل الصحون وقليل من الكحول الثلجي |
Bu şiiri 1888 yılında, 18 yaşındayken yazdı, ve ben bu şiire bir çeşit çok tatlı feminist bir manifesto olarak bakıyorum bir parça isyan ve bir parça teslimiyet ve pişmanlık içeren. | TED | لقد كتبت القصيدة عندما كانت قد بلغت 18 عاماً في 1888، وأنا أنظر لهذا النوع من البيان النسوي الحلو يشوبه القليل من التحدي وقليل من الإستسلام والندم. |
Sakagawea ve bir parça sıcak balmumu ile yeni bir insan oldum. | Open Subtitles | مع "ساكاجاويا" وقليل من الشمع , انا رجل جديد |
Bu yüzden, yetimhaneleri ziyaret ettim, ve tanıştığım çocuklara yardım etmek için biraz kıyafet, kitap ve biraz para bağışladım. | TED | لذلك زرت بعض دور الأيتام وتبرعت ببعض الملابس والكتب وقليل من المال لمساعدة الأطفال الذين قابلتهم. |
Ama Lindbergh Atlantik'i geçtiği zaman yükü de bir kişi ve biraz yakıt için anca yeterliydi. | TED | ولكن عندما قطع لندبيرغ الاطلنطي كان حمل طائرته مناسب فقط لشخص واحد وقليل من الوقود |
Dikkatini dağıtan bir şeyden fazlası değil, senin etkileyeceğin, zekanla şaşırtacağın sıradan küçük bir paçavra. | Open Subtitles | لا شيء أكثر الهاء وقليل من عدم الاعتيادية لك من أجل اثارة اعجابه لانبهاره بذكاءك |