| Senin Kundan sanki Shahrukh Khan tüm kızlar onunla evlenmek istiyor. | Open Subtitles | كما ان لو كان كوندان نجماً وكل الفتيات يرغبن بالزواج منه |
| Ofisteki tüm kızlar bana patronlarına nasıl aşık olduklarını anlatıyorlardı. | Open Subtitles | وكل الفتيات في المكتب كانوا يقولون لي دائماً كيف وقعوا في حب رؤسائهم في العمل |
| Beni bilerek düşürttürdü, ve bunu diğer tüm kızlar biliyor, ama bir şey söylemekten korkuyorlar. | Open Subtitles | وأوقعتني عمداً وكل الفتيات الذين معها يعلمون ذلك لكنهم لايعارضونها لأنهم خائفون جداً |
| bütün kızlar ondan hoşlanırdı. | Open Subtitles | لكنه كان أيضاً فاتناً، وكل الفتيات أحببنه. |
| Robert'in namı almış başını gitmişti. 9. sınıftan 11. sınıfa kadar bütün kızlar ona tapardı. | Open Subtitles | ، كان روبرت مشهورا جدا في المدرسة وكل الفتيات من الصف التاسع حتى الحادي عشر كنّ يعشقنه |
| Kulüpteki bütün kızlar yapıyor. Çok güzel. | Open Subtitles | وكل الفتيات الاتي في النادي يعملنها الآن, إنها رائعة جدًا |
| Kesin sporcuydunuz eskiden ve tüm kızlar size hastaydı. | Open Subtitles | اعتقد بأنك كنت لقطة وكل الفتيات كانوا يكنون لك اعجاب |
| Çok tatlı ve yakışıklı biri ve bütün kızlar ona âşık. | Open Subtitles | انه جيد وجميل وكل شيء وكل الفتيات منجذبات نحوه |