| Birçok çözüm ürettik fakat hiçbiri doğal odaklanmayı tamamen geri getirmedi. | TED | لقد قدمنا الكثير من الحلول لكن ولا واحد منها أعاد النظر باسترجاع الرؤية الطبيعية. |
| hiçbiri, bir şeylere bakarken odaklama garantisi vermiyor. | TED | ولا واحد منها سمح لك بإلقاء نظرة على شيء ما وتتوقع أن تكون مركزاً. |
| Sen... Bir tane bile alamayacaksın. Bir tane bile. | Open Subtitles | أنك لن تحصلي على واحد ولا واحد |
| Bir tane bile. Gittiği günden beri hem de. | Open Subtitles | ولا واحد منذ يوم رحيله |
| Hiçbirimiz, ne siviller ne de itfaiyeciler o gece ne olduğunu anladı. | Open Subtitles | ولا واحد منا سواء كان مدنى أو رجل إطفاء عرف ماذا حدث فى تلك الليله |
| Patronlarımın ikisi de kontrol manyağı. İkisi de senin kadar zeki değil. | Open Subtitles | أنا أعمل لدى إثنين من المهووسين بالتحكم، ولا واحد منهما بقدر ذكائكِ. |
| Eğer görevi değiştirmeseydin hiç biri olmayacaktı. | Open Subtitles | ولا واحد منهم كان سيموت لو لم تقم بتحويل المهمة |
| hiçbiriniz. Son seferinde de. | Open Subtitles | لكنكم لم تستمعوا ، ولا واحد منكم ، وفي المرة الأخيرة كذلك |
| Müvekkillerinin hiçbiri adam hakkında bilgi veremiyor. | Open Subtitles | ولا واحد من عملائه لديه معلومات ليقوم بالتصريح بها بشأن هذا الرجل |
| Evet ama hiçbiri komite karşısında ölüm fermanımı çıkarmayı senin kadar istemiyor. | Open Subtitles | اجل ولكن ولا واحد منهم يريد ان يقرأ النعى الخاص بى امام اللجنة بنفس مقدار رغبتك انت |
| Dahası bu kurtulanlar denenlerinin hiçbiri konuşmuyor, en azından toplum içinde. | Open Subtitles | ولا واحد من هؤلاء من يطلقون على أنفسهم الناجيين يتكلم على الأقل ليس على العامه |
| Buradaki Afrikalı süvarilerin hiçbiri ne yazma ne okuma bilmiyor hala. | Open Subtitles | رغم ذلك ولا واحد من هؤلاء الجنود الأفارقة يمكنه القراءة |
| Fakat bunların hiçbiri klonların sana neden düşman olduğunu açıklamaz. | Open Subtitles | لكن ولا واحد من هاتين الحادثتين تفسر لماذا أنقلب عليك مستنسخينك |
| Bir çok sebepten dolayı işi kabul ettim, ama hiçbiri Karen yüzünden değil. | Open Subtitles | لقد قبلت بها لعدة أسباب ولا واحد منها له علاقه بـ كارن |
| Bir tane bile. | Open Subtitles | ولا واحد. |
| Bir tane bile. | Open Subtitles | ولا واحد |
| Hiçbirisinde, Bir tane bile. | Open Subtitles | ولا واحد.. |
| Uzun zamandır Hiçbirimiz ne dünya çapındaki bir futbolcu gibi hissettik kendimizi ne de öyle göründük. | Open Subtitles | يبدو ان ذلك وقت طويل .ولا واحد مننا يشعر انه.. يشبه اللاعبيين الدوليين |
| Ben seni korumuyorum, Jonathan. Hiçbirimiz korumuyoruz. | Open Subtitles | أنا لا أحميك يا جوناثان ولا واحد منّا كذلك |
| İki tür deve vardır. İkisi de Avustralya kökenli değildir. | Open Subtitles | هناك نوعان من الجمال، ولا واحد منهم أصله في أسترالي |
| Ne? Bu insanların hiç biri kalıcı bir reaksiyon görmemiş. | Open Subtitles | ولا واحد من هؤلاء الناس لديه اي اعراض جانبية |
| Ve hiçbiriniz gündüz dışarı çıkmıyorsunuz | Open Subtitles | ولا واحد منكم كان يستطيع الخروج فى النهار؟ |
| İçinizden bir kişi bile, yerinde oturup iki elini kullanarak alkışlamanın dışında azıcık farklı bir şekilde alkışlamayı düşünmedi. | TED | لم يفكر ولا واحد منكم حول التصفيق بطريقة مختلفة قليلاً فضلاً عن الجلوس في مقاعدكم هناك وإستخدام يديكم. |
| Uganda'da, her birinde dispanser bulunan 961 alt-birim var, hiçbirinin ambulansı yok. | TED | يوغندا لديها 961 مقاطعة فرعية، كل واحدة منهم لديها مستوصف، ولا واحد منها لديها إسعاف. |