| Apple önümüze taş koymaya çalışabilir ama ben koyacağını sanmam. | TED | ربما تحاول أبل إيقافنا، ولكنني لا أظن أنهم سيفعلون ذلك. |
| Üniversiteden mezun oldum ama ne yapacağımı bilmeden. Dolaşmaya karar verdim. | TED | تخرجت ولكنني لم أكن متأكد مما سأفعله بعد ذلك، لذلك سافرت. |
| en bağlı toplumuz. ama ben gittikçe düşünmeye başlıyorum ki sahip ya da sahip olduğumuzu düşündüğümüz ilişkiler, insan | TED | ولكنني بدأت أعتقد أن هذه الارتباطات التي نملكها أو التي نعتقد أننا نملكها هي مجرد محاكاة ساخرة للعلاقات الإنسانية. |
| ama bilim adamlarını nasıl işe alacağımı biliyordum, çünkü o alana ilgim var. | TED | ولكنني أعرف كيف أعيّن علماء، لأنني على معرفة ببعض الأمور المتعلقة بهذا القسم. |
| Bu aslında biraz garip Fakat dışkı organizmaları seviyesine baktım, bu, su yollarımızdaki dışkısal maddeler için bir ölçüm yöntemidir. | TED | ذلك يبدو غريباً بعض الشيء، ولكنني بحثت في معدلات بيكتريا القولون، والتي تقيس معدل القاذورات في كل من هذه الممرات. |
| ama birkaç dakikada bir onun kendi ismini söylemesini dinledim. | TED | ولكنني سمعت لما تم التأكد من دخولها قبل بضع دقائق، |
| Sana bunu söylediğim için üzgünüm ama bu başarılı değil. | TED | أنا آسف لإخبارك بهذا، ولكنني لا أعتقد أن منتجك ناجح. |
| ama ben bitki biyologu olarak daha çok CO2'nin diğer yönüne odaklanıyorum. | TED | ولكنني كعالمة نباتات، أرى في الحقيقة الجانب الآخر من ثنائي أكسيد الكربون. |
| Ben senin gibi hayaletleri göremiyorum ama onları kontrol edebilirim. | Open Subtitles | ،أنا لا يمكنني رؤية الأشباح مثلكِ ولكنني يمكنني التحكُم بالأشباح |
| Güzel bir şekilde yaşamak için Amerika'ya geldim ama nihayetinde bir çöpten farksızım. | Open Subtitles | ،لقد ذهبت إلى أمريكا لأعيش جيداً ولكنني في النهاية إلى جانب صندوق قمامة |
| Her türlü kötü habere hazırım ama umarım ciddi bir hastalık değildir. | Open Subtitles | ،أنا مستعدة لأيّ أخبار سيئة ولكنني أتمنى أن لا يكون مرض خطير |
| ama yemin ederim, bu yuvarlak masadan zıplayıp seni döverim. | Open Subtitles | لا لم يعطوني ولكنني اقسم باني ساخرج من هذا المكتب |
| Evet, ama bunun kolay bir çıkış yolu olduğunu gördüm. | Open Subtitles | آجل ، ولكنني رأيت أنها طريقة رخيصة للخروج من المأزق |
| Senin sigortan üzerinden borç almaya çalıştım, ama işe yaramadı. | Open Subtitles | حاولت أن أقترض بضمان بوليصة التأمين الخاصة بكِ ولكنني فشلت |
| ama bu işi 16 saatin altında nasıl yaparız bilmiyorum. | Open Subtitles | ولكنني لا أرى كيف يمكننا فعل ذلك خلال 16 ساعة |
| Tam olarak hayır. ama birden tüm dünyanın avuçlarımın içinde olduğunu anladığımda yaptım. | Open Subtitles | لم أتراجع ، ولكنني بعد أداءها شعرت بأنني مَلكت العالم في راحة يدي |
| O bir barbarın oğlu ama onu Edwin'in oğluymuş gibi seviyorum. | Open Subtitles | هذا الطفل من البربري ولكنني احبه كما لو كان طفل ادوين |
| - Oh, albay, ben...üzgünüm. - ama, ama yardımınıza ihtiyacım var. | Open Subtitles | أوه , أيها الكولونيل أعتذر لك , ولكنني أحتاج إلى مساعدتك |
| ama doktor benim ve onun için iyi olanı yapmalıyım. | Open Subtitles | ولكنني طبيبه المعالج، وعليّ أن أفعل ما أراه في صالحه |
| Açıkçası uzay ve onun hakkındaki her şeyden etkilenirdim, Fakat onun içine mühendislikle girdiğimde daha da fazla etkilendim. | TED | من الواضح أنني كنت معجبا ومهتما بالفضاء وبكل ما يتعلق به، ولكنني كنت مهتما بالهندسة والمستوى الذي وصلت إليه. |
| Ancak öğrendiklerimin temelinde şu var, şu ana dek, depresyon ve anksiyetenin dokuz farklı nedenine ilişkin bilimsel kanıtımız var. | TED | ولكنني أعتقد أن أهم ما تعلمته هو أن لدينا أدلة علمية على تسعة مُسببات مختلفة للإصابة بالاكتئاب والقلق حتى الآن. |
| Hoş kızları severim. Sadece vaktimi onları okuyarak geçirmekten hoşlanmam. | Open Subtitles | ولكنني أظن أني اضيع وقتي في قراءة مثل هذه المجلات |
| Kaynağını bulamadığım altı mektup var hâlâ Lakin altı tane muhtemel tehdit buldum. | Open Subtitles | هنالك 9 لا أستطيع معرفتها مصدرها ولكنني قد حددتُ 6 مُشتبه بهم محتملين |