| Seni seviyorum doktor, ama bazen de öpmek istiyorum! | Open Subtitles | أنا لا أحبك، وثيقة، ولكن أنا في كثير من الأحيان تريد صفعة لك. |
| ama çıkmaz yoldayım, bu noktada bana yardım edebilecek tek insan sensin. | Open Subtitles | ولكن أنا في طريق مسدود، وعند هذه النقطة الشخص الوحيد الذي قد يكون قادر على مساعدتي هو أنت |
| Hiç çay içmemiştim ama 3 aydır Londra'dayım ve şimdi çaysız yaşayamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أشرب الشاي حقا, ولكن أنا في لندن مند ثلاثة أشهر و الآن لا يمكنني ان يعيش بدونه. |
| Çok isterdim ama Milan ile gideceğim. | Open Subtitles | نعم، أود، ولكن أنا في الواقع نوع من الذهاب مع ميلان. |
| Ne yapacağımı bilmiyorum ama lazım. | Open Subtitles | لا أعرف ما أقوم به ستعمل معها، ولكن أنا في حاجة إليها. |
| Siz mavili çocuklara saygısızlık olmasın ...ama ben kırmızılıyı bekliyorum. | Open Subtitles | لا جريمة لك الأولاد باللون الأزرق، ولكن أنا في انتظار على الرجل باللون الأحمر. |
| ama ben de ona kızgınım, yani limonlu kek olacak. | Open Subtitles | ولكن أنا في جنون له، أيضا، من الحانات الليمون هو عليه. |
| ama çoğunlukla efendimin uyumasına yardım etmek için kullanıyorum. | Open Subtitles | ولكن أنا في الغالب استخدامها لمساعدة بلدي النوم الرئيسي. |
| Minnettarım ama burayı çok sevdim. | Open Subtitles | نعم، أنا أقدر ذلك، ولكن أنا في الواقع أحب ذلك من هنا. |
| Sadece bir bakteriyel enfeksiyon olabilir ama risk faktörlerini göz önünde tutmalıyım. | Open Subtitles | انها على الارجح فقط عدوى بكتيرية ... ... ولكن أنا في حاجة للنظر عوامل الخطر. |
| Üzgünüm ama ben Derek'i seviyorum. | Open Subtitles | ولكن أنا في حالة حب مع ديريك الآن. |
| ama ben diğer taraftan ne istediğimi kesinlikle biliyorum. | Open Subtitles | ولكن أنا في الجهة الأخرى ...أعلم بالضبط ما أريد |
| Bu tabura tavsiyeyle geldiniz ama burada komutan benim...! | Open Subtitles | كنت محل اعجاب في هذه الكتيبة... ولكن أنا في القيادة |
| Ortolan tüketmek yasal değil ama aslında, bir tanesini yiyebilmek için akademik muafiyet almıştım. | Open Subtitles | إنه من غير القانوني أن تستهلك ال"أورتالون" ولكن أنا في الحقيقة لدي إعفاء أكادمي لأكل واحدة مرة |
| Bunu bildiğim sanmıyorum, ama böyle bir yere ihtiyacım varmış. | Open Subtitles | II لا أعتقد أنني على علم بذلك، ولكن أنا في حاجة إلى مكان مثل هذا. |
| Biliyorum, şu an bunu söylemek çok aptalca ama sana yaşattıklarım için gerçekten çok özür dilerim. | Open Subtitles | أعلم أن من الغباء أن أقول هذا الآن ولكن... أنا في غاية الأسف على كل شيء عرضتك له |
| Bilmiyorum, ama oraya geliyorum. | Open Subtitles | لا أعرف، ولكن أنا في طريقي للمعرفة. |
| ama olduğum yaştayım işte. | Open Subtitles | ولكن أنا في سن أنا في. |
| ama ben şu anda kendimim aslında. | Open Subtitles | ولكن أنا في الحقيقة أنا الان |
| ama ben tam aptal havamdayım. | Open Subtitles | ولكن أنا في وضع بيمبو. |