| Size panjurların tozunu almak için zamanım yok diyebilirim Ama bu doğru değil. | TED | يمكننني القول ليس لدي الوقت لإزالة الغبار عن ستائري ولكن هذا ليس صحيحًا. |
| Ama bu çok basit oldu, aşağıya inip Tanzania'ya bakalım. | TED | ولكن هذا تبسيط كبير للأمر فلنذهب للأسفل وننظر إلى تنزانيا |
| Olumsuzluklara çok duyarlıyız, Ama bu içimizde pozitiflik olduğu gerçeği ile dengelenir. | TED | نحن حساسون جداً للسلبيات، ولكن هذا يعادله حقيقة ان لدينا موازنة إيجابية. |
| Fakat bu sorun, devam ettirmemiz gereken bir sorun değil. | TED | ولكن هذا ليس مجرد بعض المشاكل التي نحتاجُ إلى إحتوائها. |
| Ama bu cinsel karar almada neyin mantıklı olduğu üzerine olan denklemi değiştiriyor. | TED | ولكن هذا يغير المعادلة لما هو منطقي او واقعي في خيارات ممارسة الجنس |
| Ama bu eve eli boş geldiğim anlamına da gelmiyor. | TED | ولكن هذا لا يعني أنني عدت إلى وطني خالية الوفاض. |
| Onu kafeslemeye çalışmıştım, ...Ama bu ihtiyar kuş, kafeslere dayanamıyor. | Open Subtitles | حاولت حبسه مسبقا ولكن هذا الطير لا يستطيع تحمل الحبس |
| Durumu onlara açıkladım ve gönüllü oldular, Ama bu da yetmiyor. | Open Subtitles | نعم . لقد شرحت الوضع فتطوعوا , ولكن هذا ليس كافياً |
| Dünyanın en yüksek binasının açılışı etkileyiciydi Ama bu çok çarpıcı. | Open Subtitles | لقد تأثرت عندما افتتحوا مركز التجاره العالمى ولكن هذا هو الشغل |
| Senin kızılderili köyün hiç ödül kazanamayacak Ama bu uçan daire birinci sınıf, | Open Subtitles | قريتكم الهندية لم تفز بأى جائزة ولكن هذا الطبق الطائر من الدرجة الأولى |
| Biliyorum biraz acı olabilir, Ama bu hepimiz için de en iyisi. | Open Subtitles | أنا أعلم أنه يبدو قاسيا ولكن هذا أفضل شيء بالنسبة لنا جميعا |
| Anneni geri getirmek istemen çok doğal. Keşke getirebiIsek Ama bu mümkün değil. | Open Subtitles | بالطبع تريدين احضار أمك مرة أخري وأتمني بأننا نستطيع , ولكن هذا مستحيل |
| - Saldıracağa benzemiyor Ama bu bir Hava Kuvvetleri uçağı. | Open Subtitles | وليس المطاردة لنا. ولكن هذا هو طائرة تابعة لسلاح الجو. |
| Cehennemden gelen ev sahibi olabilirsin Ama bu sana kanepemize yayılma hakkı vermez. | Open Subtitles | ربما تكون المالك بحق الجحيم، ولكن هذا لا يعطيك الحق بالاستلقاء على أريكتنا. |
| Bu korkunç suçlarla itham ediliyor, Ama bu onun kötü biri olduğunu göstermez. | Open Subtitles | نعم , هي فعلت هذه الجرائم الفظيعة ولكن هذا لا يجعلها شخصاً سيئاً |
| Pardon Ama bu sizin kralınız. Emir verirken biraz daha kibar olabilirsin. | Open Subtitles | المعذرة ، ولكن هذا ملكك أعتقد إنه يجب أن تتحدث إله بأدب |
| Bu yüzden biraz deli, Ama bu, bir insana ufak bir bardak... su vermemek için bir bahane olamaz. | Open Subtitles | ان لديه سلوكا غريبا من هذا ولكن هذا ليس عذرا لكى لا نعطى شخصا ما كوبا صغيرا من الماء |
| Buradan trene biniyoruz. Fakat, bu tedbiri elden bırakacağımız anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | نحن هنا لنتمرن ، ولكن هذا لا يُجيز أن نهمل حذرنا |
| Kubbeyi yapan şirketin sahibi benim Ancak bu konumuzun dışında. | Open Subtitles | انا ادين للشركة التي صنعت القبة ولكن هذا لا يهم |
| Doğa bizi kandırmış olabilir Ama o kural hâlâ geçerli. | Open Subtitles | ربما الطبيعة تنقلب علينا ولكن هذا القانون ما زال صحيحاً |
| Ama bunun tek nedeni sadece bunlarda iyi olduğumu sanmamdandı. | Open Subtitles | ولكن هذا فقط لإنني ظننت بأنني جيد في كل هذا |
| Hatırlatmama gerek yok, Ama burası son yer gibi değil. | Open Subtitles | لا داعي لأن أذكرك ولكن هذا المكان يختلف عن سابقه |
| Yatkın, ama bunu aşmak için gündeme olamaz anlamına gelmez. | Open Subtitles | مستعد، ولكن هذا لا يعني أنه لا يمكن التغلب عليها |
| - Ama o koca budala başlattı. - Kendine dikkat et asker. | Open Subtitles | ولكن هذا الغبي الكبير هو الذى بدأ لاحظ كلامك ايها الجندى |
| Birinci sınıf şakaları gelenekseldir Ama bunlar başka bir şey. | Open Subtitles | مقالب الطلاب الجدد تُعد من التقاليد ولكن هذا شئ آخر |