| Bir diktatör bana iyi bir sağlık imkânı sunamayabilir Ama onu sevmemi sağlayacak ve muhalefetten nefret etmemi sağlayacak. | TED | ربما لا يتمكن الديكتاتور من توفير رعاية صحية جيدة لي، ولكن يمكنه أن يجعلني أحبه، وأكره خصمه. |
| Yararlı şüphecilik, sevdim. Ama işe yarayabilirdi. | Open Subtitles | التشكيك صحّي ، أحبّ ذلك ولكن يمكنه العمل |
| Bo gibi değil Ama Stonehill dört tırabzanlı bir çitten atlayabileceğini söylüyor! | Open Subtitles | هو ليس مثل بو ، ولكن يمكنه ان يقفز سياجا عريضا كما يقول ستونهل |
| Körler Ama millerce uzaktan insanlarda yiyecek kokusunu alabilirler. | Open Subtitles | أنهم عمى ولكن يمكنه شم رائحة الأدميين من على بعد أميال |
| Çok sert gibi görünüyor. Ama akabiliyor. | Open Subtitles | ، تشعر بصلابته العالية ولكن يمكنه التدفّق |
| Yararlı şüphecilik, sevdim. Ama işe yarayabilirdi. | Open Subtitles | التشكيك صحّي ، أحبّ ذلك ولكن يمكنه العمل |
| Nerede olduğunuzu biliyor mu? Tam olarak hayır Ama onları buraya yönlendirebilir. | Open Subtitles | ليس بالظبط, ولكن يمكنه ان يدلهم علي الطريق. |
| Hyde küpü açabilecek kadar güçlü Ama aynı zamanda bizi yok edebilecek kadar da güçlü. | Open Subtitles | هايد له القدرة على فتح الكأس ولكن يمكنه تدميرنا ايضا |
| Belki seni temize çıkaramam Ama sonraki en iyi şeyi sunarım. | Open Subtitles | قد لا يستطيع أن يغفر ذنوبك ولكن يمكنه تقديم ثاني أفضل شيء |
| Yani, üniversite giriş sınavını geçen bir bilgisayar gördük. Bizim gibi okuyup anlayamayabiliyor Ama tüm metni kesinlikle kavrıyor ve belki anlamın ileri kalıplarını görüyor. | TED | أعني، لقد رأينا حاسبًا كان قادرًا تقريبًا على اجتياز اختبار القبول بالجامعة، لا يمكنه القراءة والفهم كما نفعل نحن البشر، ولكن يمكنه استيعاب كل النصوص وربما يرى أنماطًا إضافية للمعنى |
| Ama bizi geri gönderir Chris. | Open Subtitles | ولكن يمكنه ان يرجعنا مره أخرى يا كريس |
| Ama halen nüksedebilir öyle değil mi? | Open Subtitles | ولكن يمكنه ان يعود مرة أخرى, أليس كذلك |
| Süremez Ama taksiyle götürebilir. | Open Subtitles | كلاّ، ولكن يمكنه إيصالكِ على سيارة أجرة |
| Ama artık nektar akışı hakkında bir makale yazabilir sanırım. | Open Subtitles | ولكن يمكنه أن يكتب مقالة عن تدفق الرحيق |
| Ama seni horozlayabilir. | Open Subtitles | ولكن يمكنه ان يضرك |
| Ama o da oynayabilir. | Open Subtitles | ولكن يمكنه أن يلعب. |
| Ama konuşmak istiyorsan gidebilir. | Open Subtitles | ولكن يمكنه الذهاب... إذا اردت التحدث. |
| - Peşinize düşecekler. - Ama değişebilir. O... | Open Subtitles | سيسعون خلفك - ولكن يمكنه التغير - |
| Evet Owen yaralandı Ama yürüyebilir. | Open Subtitles | أصيب (آوين) ولكن يمكنه التحرك |