| Yoğun bir gün geçirecekti ama asistanı teyzesinin felç geçirdiğini yazan bir telgraf aldı. | Open Subtitles | كان يومه مشحوناً، ومساعدته تلقت برقية تخبرها أن عمتها أصيبت بجلطة |
| Bayanlar ve baylar, Muhteşem Manto'yu sunmama izin verin... ve onun sevimli asistanı, Gypsy! | Open Subtitles | السيدات والسادة اسمحو لي بتقديم مانتو العظيم ومساعدته المحبوبة جيبسي |
| Sonra gidip polise Angie'nin cesedinin nerede olduğunu söyleyerek ona yardım ettim. | Open Subtitles | ثم أذهب ومساعدته بقوله الشرطة حيث كان الجسم انجي. |
| Oraya gidip ona yardım etmeme izin vermelisin. | Open Subtitles | يجب عليك أن تتركني أذهب إلي هناك ومساعدته |
| Bombayı taşıyan Armstrong ve kuklası Richardson. | Open Subtitles | "أرمسترونج" ومساعدته "ريتشاردسون" قاما بحمل القنبلة |
| Oldu işte. Bence Dr. Bloom ve yardımcısı Terri... | Open Subtitles | اعتقد الدكتور بلوم ومساعدته تيري |
| Laboratuardaydı, araştırma asistanı açtı. | Open Subtitles | لقد كان في المختبر ومساعدته في البحث أجابت على هاتفه |
| Ayağa kalkıp ona yardım eder misiniz ? | Open Subtitles | هل ترغب في الحصول على ما يصل ومساعدته ؟ |
| Ama oraya gidip ona yardım etmeni söylüyorum. | Open Subtitles | ولكني أطلب منكِ تجاوز ذلك ومساعدته |
| Görevim, burada kalman ve ona yardım etmen için seni ikna etmek. | Open Subtitles | أنا هنا لأقنعك في البقاء ومساعدته. |
| Kızı konusunda ona yardım etmelisin. | Open Subtitles | ومساعدته مع أبنته |
| Bu yüzden ona yardım etmeliyim. | Open Subtitles | لذا عليّ الذهاب ومساعدته |
| Bombayı taşıyan Armstrong ve kuklası Richardson. | Open Subtitles | "أرمسترونج" ومساعدته "ريتشاردسون" قاما بحمل القنبلة |
| Gerçek kimliğini bilen tek kişi sadık arkadaşı ve yardımcısı Margo Lane'dir. | Open Subtitles | "هويته الحقيقية معروفة فقط لصديقته الدائمة ومساعدته (مارغو لين)، قصّة اليوم..." |