| Benim demek istediğim de, senin dediğinin anlamsız olduğu. Ve büyük bir zaman kaybı olduğu. | Open Subtitles | وجهة نظري أن موضوعك عديم الجدوى ومضيعة كبيرة للوقت |
| Bu uygulama anlamsız ve onur kırıcı bir zaman kaybı. | Open Subtitles | هذا التمرين عديم الجدوى وإهانة ومضيعة للوقت |
| Girdiğimiz onca tehlikeye rağmen resmen zaman kaybı oldu. | Open Subtitles | لقد كان أمراً محفوفاً بالمخاطر، ومضيعة للوقت بالكامل. |
| Zaman kaybı demiştim. Para kaybı da demiştim. | Open Subtitles | مضيعة للوقت، هذا ما قلته ومضيعة للمال، هذا ما قلته |
| Bu para ve vakit kaybı. | Open Subtitles | هذا مضيعة للمال ومضيعة لوقت فريقي |
| Bazı konulara açıklık getirmek istiyorum mesela artık ölü oğlunu kollarında tutmandan sonra zaman kaybı olduğuna inandığım şeyleri yapmayacağım. | Open Subtitles | انا فقط اريد ان اكون واضجة ان هناك اشياء انا فقط لن افعلها بعد الان... أشياء هي مجرد اهانات ومضيعة للوقت |
| Yalanlar amaçsız zaman kaybı. | Open Subtitles | الاكاذيب لا طائل منها ومضيعة للوقت |
| Öyleleri kendilerini küçülten, zaman kaybı kişilerdir. | Open Subtitles | انها مهينة، ومضيعة للوقت |
| Hava bozuyor! Zaman kaybı bu! | Open Subtitles | ،الخوف من الفساد ومضيعة للوقت |
| Berbat ve aptalca bir plan. Sadece zaman kaybı. | Open Subtitles | إنها خطة غبية ومضيعة وقت |