| Yani, burayı bana bıraktı. Belli ki burası bana kalsın istiyordu. | Open Subtitles | ،أعني، أنه تركه لي ومن الواضح أنه أراد لي أن أتملكه |
| Yani, bu çocuğu önemsiyorsun, ve Belli ki onu korumaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | أعني، أنتِ تهتمين بشأنه، ومن الواضح أنكِ كنتِ فقط تحاولين حمايته. |
| Yorgunsun. Bütün gece arandın durdun. Görünüşe göre beceremiyorsun da. | Open Subtitles | بحثت عنه طوال الليل ومن الواضح أنك لا تجيد البحث |
| açık bir şekilde bu geleneksel yapılar bizim hayata bakışımızı oldukça derinden etkilemektedir. | Open Subtitles | ومن الواضح ، عمق تأثير هذه الهياكل التقليدية في تشكيل مفاهيمنا و منظوراتنا. |
| Tek bir eşleşmem oldu, o da Anlaşılan internette sahte hesap açanlardan çıktı. | Open Subtitles | لقد حظيت فقط بتطابق واحد ومن الواضح للغاية ان ذلك موقف كان سيئاً |
| Çabalıyorsun ama sana uygun olmadığı aşikâr. | Open Subtitles | أنتِ حاولتي في هذا, ومن الواضح أنه ليس من إختصاصك |
| O senin takıntın Ve açıkçası İmparator seni serbest bırakacak. | Open Subtitles | إنه هوسك ومن الواضح أن الإمبراطور سيكافئك |
| Görünen o ki hatırı sayılır kuvvette bir güçle başetmek zorundasınız. | Open Subtitles | ومن الواضح أن انك تتعامل مع بعض قوة كبيرة ملحوظة. |
| Partide beni istemedin ve Belli ki bu tiyatro oyununda da istemiyorsun. | Open Subtitles | ومن الواضح انك لا تُريديني ان آتي لهذه المسرحية او مقابلة أصدقائك |
| Ve Belli ki profilini bu kadar sık seçeceklerini düşünmüyordu. | Open Subtitles | ومن الواضح انه لم يعتقد انهم سيختارون ملفه على الاغلب |
| Belli ki başarısız olmaya mahkumum. Hükümetteki adamlar beni dinlemeyecek. | Open Subtitles | ومن الواضح أني فشلتُ، هؤلاء .الرجال من الحكومة لن يستمعوا |
| İyi bir kadına benziyorsun ve Belli ki işinin ehlisin. | Open Subtitles | يبدو أنك امرأة لطيفة، ومن الواضح أن لديك مؤهلات. |
| Radyo dinliyordum da Görünüşe göre bu hafta sonu çok sıcak olacakmış. | Open Subtitles | كنتُ أنصت للمذياع ومن الواضح أن الطقس سيكون ساخناً للغاية بنهاية الإسبوع. |
| Tüm hesaplarını izliyorlarmış ve Görünüşe göre yüklü bir çek yazmış. | Open Subtitles | لقد كانوا يراقبون كل حساباته ومن الواضح أنه كتب شيك كبير |
| Bu beyinlerin eşzamanlı aktivite döneminde daha yakın şekilde eşlendiğini gösteriyor, ve oklar açık şekilde soldan sağa gidiyor. | TED | وهذا يعني أن تتم مزامنة العقول بشكل أقرب من حيث النشاط المتزامن، ومن الواضح أن الأسهم تتدفق من اليسار إلى اليمين. |
| Anlaşılan Novina istasyonu terk etmek zorunda kalınca yok etmeye karar verdiler. | Open Subtitles | ومن الواضح أنه عندما أجبرت نوفينا على مغادرة المحطة، قرروا أن يسخروا. |
| Evet ama kendini savunması ve bizden kaçma konusunda yeteri kadar işlevselliğinin yerinde olduğu aşikâr. | Open Subtitles | ومن الواضح ان لديها قدرة عالية على الدفاع عن نفسها والتهرب منا |
| Ve açıkçası fahişelerle ilgili bir sorunu var. | Open Subtitles | ومن الواضح أن لديه سببا لاختياره العاهرات. |
| Görünen o ki, yanılmışız, çünkü henüz onları bulamadın. | Open Subtitles | ومن الواضح أنك كنت على خطأ لعدم العثور عليهم |
| Soz gelisi, onun benim sayfama sacma sapan bir sey ekledigini gordugunuzde, diyorsunuz ki, tamam bu kesin cope gidecek. | TED | لذا فعندما تراه يحرر كلاماً إعتباطيأً لصفحة عني، تعتقد، أوه، هذا شئ معتاد ومن الواضح أنها ستذهب الى القمامة. |
| Bu sadece siz oynayasınız diye yapılmış bir nevi makine mühendisliği somutlandırılması. ve açıkça sadece bir model. | TED | إذًا هذا فقط نوع من التجسيد الهندسي الميكانيكي لكم لتلعبوا به. ومن الواضح أنه نموذج فقط. |
| Ve kesinlikle oranın lideri. | Open Subtitles | ومن الواضح أنه لديه القدرة على قيادة مجموعة |
| Ve tabi ki kurtarılan hayat sayısı arttı, kavramlar yardımcı oldu. | TED | ومن الواضح أنه ازدادت نسبة انقاذ الحياة بمساعدة هذه المفاهيم |