| Kendi başıma burada üç seneden beri hoş ve başarılı bir iş yapıyorum hem de kızlarımdan biriyle beraber kocam beni terk ettiğinden beri. | Open Subtitles | وأنا ادير عملاً رائعاً وناجحاً هنا لثلاث سنوات الاخيرة فقط لوحدي منذ ان تركني زوجي مع واحدة من فتاتي |
| Bu harika olurdu. Zengin ve başarılı olursun. | Open Subtitles | ذلك سيكون رائعاً، ستكون ثرياً وناجحاً |
| Bu dünyada yaşayan bir kadın olarak anladım ki Richard çok karizmatik ve başarılı bir adam. | Open Subtitles | أدرك أن (ريتشارد) رجلاً جذّاباً وناجحاً |
| Sadece çok ünlü ve başarılı diğer bazı mağaza yaptı. | Open Subtitles | ولكنت رجلاً جعل متجراً آخر شهيراً وناجحاً بحق على شرف (ليف إيريكسون) الخاص بنا (إيد آلزاتي) حولنا تخفيضات "يوم (كولومبوس)" |
| Adam çekici, zeki ve başarılıydı. | Open Subtitles | لقد كان جذَّاباً , ذكياً , وناجحاً |
| Şey... onun adı Bayard'dı. O akıllı ve başarılıydı - gerçek bir miras avukatıydı. | Open Subtitles | كان إسمه (بيرد) لقد كان ذكياً وناجحاً لقد كان محامي عقار بارع |
| Yakışıklı ve başarılıydı. | Open Subtitles | كان وسيماً وناجحاً |