| Beş buçuk yıldır orada çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أعمل مَعهم الآن منذ حوالي الخمس سنوات ونِصْف |
| - Bir buçuk saattir bekliyoruz. - Biliyorum. | Open Subtitles | ـ نحن نَنتظرُ منذ سّاعة ونِصْف ـ أعْرفُ ذلك |
| Bir buçuk yıldır, bu insanların ne yaptıklarını bildiklerini farzederek, kör güvenle çalışıyoruz. | Open Subtitles | وكذلك هذا إننا نَعْملُ على إيمانِ أعمى لمدّة سَنَة ونِصْف إفتِرض أن هؤلاء الناسِ عَرفَوا ما كَانوا يفعلون |
| Evet. Yanında da bir buçuk haftalık ishal. | Open Subtitles | وإسهال لمدّة إسبوع ونِصْف |
| Medya, programın beş yıl gerisinde olmamız ve bütçeyi yaklaşık yarım milyar cubit aşmış olmamız üzerinde duruyor. | Open Subtitles | أجهزةَ الإعلام تَعْبثُ بالحقيقة بإِنَّنا خمس سَنَواتِ متأخرين ونِصْف بليون كيوبت على الميزانيةِ |
| Ben iki buçuk yıl sonra girebilmiştim. | Open Subtitles | أَخذَني 2 ونِصْف السَنَواتِ. |
| - Şunu iki buçuk kadem yapalım. | Open Subtitles | - اجعلة اثنين ونِصْف درجةِ |
| - İki buçuk kadem, anlaşıldı. | Open Subtitles | -اثنين ونِصْف درجةِ، نعم |
| Dört buçuk. | Open Subtitles | أربعة ونِصْف |
| - Yedi buçuk. | Open Subtitles | - سبعة ونِصْف. |
| Koltukta kurabiye parçaları ve yarım kutu meyve suyu var. | Open Subtitles | عِنْدي فتاتُ كوكي على مقعدِ السيارةَ ونِصْف a صندوق عصيرِ. |
| Olamaz, o zaman ben ıstakozsuz, yarım salatayı kaçırırım. | Open Subtitles | أوه لا، ثمّ أنا لا صِلْ إلى لا لَهُ سرطانُ بحر ونِصْف a سلطة. |
| Parasından yarı pay, malından yarım pay. | Open Subtitles | مع القليل نِصْف ونِصْف... نِصْف ماله، نِصْف عجينته -نِصْف ونِصْف |