| Operasyonun bu kısmının hızlı, sessiz ve kansız olarak halledilmesi gerektiğini. | Open Subtitles | أنّ هذا الجزء كان يفترض ان يكون سريعاً وهادئاً وبدون دماء |
| ve yaşamının kalan son on yılını, uysal ve delirmiş bir şekilde annesinin ve kız kardeşlerinin himayesi altında geçirir. | Open Subtitles | وعاش بعدها 10 سنوات أخرى مخبولاً وهادئاً فيرعايةأمهوأخواته. |
| Başmelek kadar yakışıklı ve sakin. | Open Subtitles | لقد كان وسيماً وهادئاً مثل الملاك |
| Sonra da "Çok iyi, sessiz sakin bir çocuktu" demek üzere kameralara koşan komşular görürüz. | Open Subtitles | ثم نشاهد الجيران يتوجهون بوقار إلى العدسات الاخبارية ليقولوا: "كان رجلاً لطيفاً وهادئاً." |
| Ben, senin hoş ve saygılı biri olduğunu düşünmüştüm! | Open Subtitles | لقد ظننتُ أنّكَ ستكون شخصاً لطيفاً وهادئاً... |
| Bu kadar bilgili ve meraklı olmak çok zor bir iş olsa gerek | Open Subtitles | لا بد انها صعبة ان تكون مبهماً وهادئاً |
| Bir şeyler düşünüyorum. Meşgulmüş gibi davran ve soğukkanlılığını kaybetme. | Open Subtitles | أعمل على ذلك ابقى مشغولاً وهادئاً |
| Tamam, sadece unutma, kısa ve öz tut. | Open Subtitles | حسناً,تذكري أبقى الأمر بسيطاً وهادئاً |
| ve dingin olursa sadık kalabilirim | Open Subtitles | "أن قلبي سيكون مسالماً وهادئاً" |
| Ne kadar güzel ve huzurluydu. | Open Subtitles | كيف كان جميلاً وهادئاً |
| Öylesine mutlu ve huzurlu görünüyor ki... | Open Subtitles | يبدو سعيداً وهادئاً |
| Mong-hak'a sabırlı ve sakin olmasını söyle. | Open Subtitles | اخبر (مونغ هاك) أن يكون صبوراً وهادئاً. |
| Martha, bakın sıcak ve sessiz kaldı. | Open Subtitles | (مارثا) أبقية دافئاً وهادئاً |
| Konuşabileceğimiz sessiz bir yer biliyorum. | Open Subtitles | أعرف موقعاً جميلاً وهادئاً نتحدّث فيه |
| Çok kibar. Çok nazik çok sessiz. | Open Subtitles | لطيفاً جداً, مهذباً, وهادئاً |