| Bana hakaret ettin ve beni tehdit ettin. | Open Subtitles | أنت تحديتني وهددتني |
| Beni tehdit ettin. | Open Subtitles | انت سحبت شعري وهددتني |
| Sen de söylemeyi aklımdan bile geçirmediğim bir şeyi Walter'a söylemekle tehdit ettin. | Open Subtitles | وهددتني بكشف شيء لـ(والتر) لا أريد مشاركته أبداً. |
| Olay çıkarmak için beni tehdit etti, bu işleri nasıl hallettiğini bilirsin. | Open Subtitles | وهددتني أن تثير فضيحة. أنت تعلم أساليبها. |
| Bu vekilin evime geldi, beni tehdit etti, dünya üzerindeki en tehlikeli vampirlere karşı savaş ilan etmek dışında bir seçenek bırakmadı. | Open Subtitles | نائبتك هذه جاءت بيتي وهددتني وأرغمتني على شنّ حرب ضد أخطر مصّاصي دماء في العالم. |
| Sabah beni bekliyordu ve bana karşı suçlamada bulunmak için beni tehdit etti. | Open Subtitles | لقد انتظرتني هذا الصباح وهددتني برفع قضايا ضدي |
| - Oh, Tanrım. - Sana her şeyi anlatmakla tehdit etti... | Open Subtitles | انها كانت تماما" متوترة وهددتني بأنها ستخبرك بكل شيء اوه, يا الهي |
| Dengesizdi. Beni tehdit etti. | Open Subtitles | كانت مختلة عقلياً وهددتني |
| Öfkeyle saldırdı, ve beni tehdit etti. | Open Subtitles | " عصفت بغضب وهددتني " |