| Bunlar da tepe noktası olarak kullanılabilecek kadar yüksek binalar. | Open Subtitles | وهذان البناءان عاليان بما يكفي ليخوّلا له القنص من مكانٍ قويم. |
| Bunlar da tepe noktası olarak kullanılabilecek kadar yüksek binalar. | Open Subtitles | وهذان البناءان عاليان بما يكفي ليخوّلا له القنص من مكانٍ قويم. |
| Diğer ikiz, Callum, doktorun söylediklerine göre, sağlıklı görünüyordu, Ve bu ikizler tek yumurta ikiziydi genetik açıdan birebir. | TED | لكن التوأم الأخ، كالوم، بدا أنه معافى، بقدر ما أمكن الطبيب أن يقول وهذان التوأمان كانا متماثلين، متطابقين وراثيًا |
| Ben sisteme girmeye çalışıyordum, Ve bu ikisi aynı şey değil. | TED | كنت أطلب منها أن تسمح لي أن أشارك، وهذان أمران مختلفان، |
| Beni ve o iki hastayı alıkoymanız adam kaçırmaktır. | Open Subtitles | أخذي أنا وهذان المريضان يعد عملية اختطاف |
| Ve şu her sabah koşan atletik çift var ya kokain bağımlısıdırlar. | Open Subtitles | وهذان الزوجان الجذّابان اللذان يهرولان كلّ صباح؟ يحبّون تعاطي الكوكائين |
| Benim en iyi arkadaşım Bay Mitchell Ve bunlar bazı diğer arkadaşlar. | Open Subtitles | صديقي العزيز السيد ميتشل وهذان صديقين آخرين |
| Bunlar da göğüslerim ve sana dokundukları için üzgünüm. | Open Subtitles | وهذان ثديــاي، وأنــا آسفة على ملامستهمـا إيــاك. |
| Bunlar da ebeveynlerim. Onları zamanla tanıyabilirsin. | Open Subtitles | وهذان والدايّ لكن يمكنكِ معرفتهما حسب وقتك |
| Bunlar da cesur yardımcılarım; Biri ve Öteki. | Open Subtitles | .. وهذان مساعديّ الشجاعين هذه الشيء الأول وهذا الثاني |
| (Gülüşmeler) Bunlar da Birleşik Krallık'tan Tom ve Almanya'dan Nils. | TED | (ضحك) وهذان هما توم من المملكة المتحدة، ونيلز من ألمانيا. |
| Bu kızkardeşim, Elaine. Bunlar da Bayan Lapp ve Samuel. | Open Subtitles | هذه أختي "إلين" وهذان السيدة "لاب" و"صموئيل" |
| - Ve Bunlar da yetenekli oyuncu kadromuzun iki üyesi. - Selam. | Open Subtitles | وهذان الإثنان من فريق ممثليننا الموهوب - مرحبا - |
| Bu komik geliyor. Daphne Koller: Bu, seçtiğiniz para Ve bu da iki yazı tura. | TED | دافني كولر: إذن هذا هو أي عملة ستختار، وهذان هما الوجهان للعملة. |
| Tekrar edersek, iyi kararların iyi sonuçlar getireceğini görebilirsiniz Ve bu iki dönüşüm, ekonomi ve yapı, iklim ve düşük karbon iç içedirler. | TED | مرة أخرى ترون قرارات جيدة تأتي بنتائج سريعة، وهذان التحولان، الاقتصاد والهيكلة من جهة، والمناخ وتخفيض الكربون من جهة أخرى، مرتبطان بصفة وثيقة. |
| Başka bir açıdan bakarsak, bir çarpım Ve bu ikisi, iki farklı bakış açısı. | TED | من ناحية أخرى، إنها عملية ضرب، وهذان منظوران مختلفان. |
| ve o iki adam, onlar avcı değiller, onlar katiller. | Open Subtitles | وهذان الرجلان ليسوا صيادين أنهم قتلة |
| - ve o iki kişi bize saldırdı. | Open Subtitles | وهذان الشخصان هاجمونا ... |
| Bizimle oyun oynuyorlar. Kız onların tarafında. Ve şu nişancılar da onlardandı. | Open Subtitles | إنهما يتلاعبان بنا، إنها في صفه وهذان القناصان معه |
| Ve şu ikisini kullan, iyi kamufle olur gibi görünüyorlar. | Open Subtitles | وهذان الأثنين من الواضح أنهما مختبئان. |
| Ve bunlar gangster olmak isteyen neşe dolu bir ikili. Nick ve Theodore. | Open Subtitles | وهذان القطعتان المرحتان المحبوبتان "هما "نيك" و "ثيدور |