| Ama en sevdiği yönlerimden biri bu ve ona gerçeği söyleyemiyorum şu an. | Open Subtitles | وهذا أكثر ما يحبه بي ولا أستطيع أن أخبره الحقيقة الآن |
| Karışık bir kız. en sevdiğim yönü de bu. | Open Subtitles | إنها شخصية معقدة وهذا أكثر ما أعجبنى فيها |
| Karışık bir kız. en sevdiğim yönü de bu. | Open Subtitles | إنها شخصية معقدة وهذا أكثر ما أعجبنى فيها |
| Ülke açlıktan kırılıyor, ve eğer bizim ziyafet çektiğimiz dedikodusu yayılırsa ahlaki değerlerimizi kaybederiz, ki, elbette, ahlaki değerler en çok ihityacımız olan şeydir. | Open Subtitles | هذه البلاد تموت جوعاً و أن عرفوا بأننا نحتفل سوف نفقد سلطتنا الأخلاقية. وهذا أكثر ما نحتاجه |
| Ulaşabileceği en üst noktaya ulaşmış. | Open Subtitles | وهذا أكثر ما يمكن أن تحصل عليه من تطور |
| en çok korktuğum şey de bu başkan. | Open Subtitles | وهذا أكثر ما أخشاه، حضرة الحاكم |
| İşte beni en çok rahatsız eden de bu. | Open Subtitles | وهذا أكثر ما يزعجني |
| Ayrıca, üç kişiden birini yakaladık en azından ki o bile Clay ve adamlarından daha fazla. | Open Subtitles | بالإضافة، قبضنا على واحد من ثلاثة وهذا أكثر ما أستطيع قوله لـ(كلاي) ورجاله |
| en çok korktuğun şey bu. | Open Subtitles | وهذا أكثر ما تخشاه |
| - Seni en çok korkutan da bu. | Open Subtitles | وهذا أكثر ما يفزعكِ |
| Biliyorum. en pişman olduğum şey de bu. | Open Subtitles | أعرف، وهذا أكثر ما أندم عليه |
| en sevdiğim yanın da buydu. | Open Subtitles | وهذا أكثر ما أحببته فيك. |
| en önemlisi de budur. | Open Subtitles | وهذا أكثر ما يهم |