| Ve dışarıda gerekli olan zor kararları verecek insanlar var. | Open Subtitles | لابد أن نتخلص منها. وهناك أناس سيقومون بقرارات ضرورية صعبة. |
| Büyük İskender ya da kâşif Ponce De Leon gibi yaşamlarının çoğunu Gençlik Çeşmesi'nin peşinde harcamış insanlar var. | TED | وهناك أناس مثل الإسكندر الأكبر أو المستكشف بونثي دي ليون، قضوا جزءا كبيرا من حياتهم في البحث عن ينبوع الشباب. |
| Her yerde çok iyi insanlar var, bu harika bir şey. | TED | وانه لشيء رائع ، وهناك أناس طيبون في كل مكان. |
| İnsanlar gerçekten çok bozuldu. | Open Subtitles | وهناك أناس مستاؤون |
| İnsanlar gerçekten çok bozuldu. | Open Subtitles | وهناك أناس مستاؤون |
| Ve iyi şeyler başına gelmeyen insanlar var. İşler böyle gider. | Open Subtitles | وهناك أناس لديهم أشياء جيدة لا تحدث لهم هذا ما يحدث حقاً |
| Sonra biz tepeden aşağı doğru koşarız. Tepenin aşağısında insanlar var, yardım bulmak zorundayız. | Open Subtitles | وبعد ذلك سنجري نحو الممر البحري وهناك أناس بالقرب منه ، سنطلب منهم المساعدة |
| Mektup yazıp kahve getiren insanlar var bir de sanatçılarla çalışan insanlar var. | Open Subtitles | هناك أناس يكتبون رسائل ويحضرون القهوة وهناك أناس يعملون مع الفنانين |
| Hâlâ Dollhouse'un elinde esir tutulan insanlar var. | Open Subtitles | وهناك أناس ما زالوا محتجزين من قبل "بيت الدمى" |
| Burada terk edemeyeceğim insanlar var. | Open Subtitles | وهناك أناس هنا لا أستطيع أن أتركهم |
| Dışarıda seni arayan başka insanlar var. | Open Subtitles | وهناك أناس أخرون يبحثون عنك |