| Ayrıca göz kapaklarında parmak izini bulduk, ki bu biraz garip. | Open Subtitles | وجدنا أيضا بصمات الأصابعك على جفونه، وهو أمر غريب بعض الشيء |
| Şüphelinin ayak izlerini topukta parmaklara göre yaklaşık 1,5 cm daha derin olarak tespit ettim ki bu garip. | Open Subtitles | حصلت عليها من آثار أقدام المشتبه به حوالي نصف بوصة أعمق في كعب مما كانوا في اصبع القدم، وهو أمر غريب. |
| Bu garip, çünkü yaraları derin gözüküyor. | Open Subtitles | وهو أمر غريب لأنّ الجراح تظهر عميقة |
| Gerçi garip olur çünkü kendim için çok farklı bir şey istiyordum hep. | Open Subtitles | وهو أمر غريب لأنني قطعاً تمنيت شيئاً أخر لنفسي... |
| Ki bu çok garip, Amerikan dolarının %90'ının yapısında koakin vardır. | Open Subtitles | وهو أمر غريب جداً, بالنظر إلى أن 90% من ورق الولايات المتحدة النقدي يحتوي على كوكايين محشور في أليافه. |
| Shank yaşındaki bir adam için garip. | Open Subtitles | (وهو أمر غريب بالنسبة لرجلٍ في عمر (شانك |
| Bu da garip çünkü Jenna'nın annesi çok nazikti. | Open Subtitles | وهو أمر غريب لأن أم (جينا) كانت لطيفة حقاً |
| Bu çok garip çünkü Claire hiç içmez. | Open Subtitles | . وهو أمر غريب لأن (كلاير) لا تشبهه ابدًا |
| Ki bu da garip. | Open Subtitles | وهو أمر غريب |
| Ki bu oldukça garip bir durum. | Open Subtitles | وهو أمر غريب |