| Bir kızı görmek için kendisini götürmemi istedi, kabul ettim. | Open Subtitles | لقد طلب منّي أخذه لمقابلة فتاة ووافقت على ذلك .. |
| Pek çok teklif aldım, evden en uzaktakini kabul ettim. Amerika'ya yarı yol diye düşünüyordum. | TED | وحصلت على العديد من الأجوبة، ووافقت على العرض الذي كان سيأخذني أبعد من المنزل، وخصيصاً كما حسبت، أقرب إلى أمريكا |
| Çok meşgulüm. Zaten geldiğin için görüşmeyi kabul ettim. | Open Subtitles | اسمع أنا مشغول ووافقت على رؤيتك لأنك هنا أصلاَ |
| Ona biraz para verdim o da sessiz kalmayı kabul etti. | Open Subtitles | أعطيتها المالّ ووافقت على أن تتكتم على كل شئ |
| Sigorta şirketim bir terapi köpeği bulmama yardımcı oldu ve tüm masrafları karşılamayı da kabul etti ama sonra orduda olmadığımı öğrendiler. | Open Subtitles | شركة تأميني ساعدتني على الحصول على كلب معالجه ووافقت على تغطية المصاريف لكنهم اكتشفوا بإنني لم أكن في الجيش |
| Bir anda senin için patronuna casusluk yapmayı kabul mü etti? | Open Subtitles | وهكذا ووافقت على التجسس على رئيسها لك؟ |
| Oğullarını ikna ederse onunla evlenmeyi kabul etmiştin. | Open Subtitles | ووافقت على الزواج منه إذا استطاع إقناع ابنائه |
| Babamın isteğini yerine getirdim ve aile şirketinde çalışmayı kabul ettim. | Open Subtitles | وذهبت بعيداً مع اماني والدي ووافقت على ان انخرط في عمل العائلة |
| Seninle evlenmeden önce gidip babanın şartlarını kabul ettim. | Open Subtitles | ذهبت إلى أبيكِ ووافقت على شروطِه قبل أن أتزوجكِ |
| Tipinizi ona anlattım ve sizinle konuşmayı kabul etti. | Open Subtitles | أخبرتها أوصافك ووافقت على التحدث معك |
| Seninle evlenmeyeği kabul etti mi? | Open Subtitles | ووافقت على الزواج بك ؟ |
| O da otele gelmeyi kabul etti. | Open Subtitles | ووافقت على الحضور إلى الفندق |
| Bizimle iş birliği yapmayı kabul etti. | Open Subtitles | ووافقت على التعاون التام معنا |
| Bunları kabul etmiştin. | Open Subtitles | ووافقت على هذا |