| Biliyordum. Sen ve oğlum hemen hemen aynı bedensiniz. | Open Subtitles | لقد أصبتُ، إنّكَ وولدي لكما نفس مقياس الزيّ. |
| Gitmelerine izin verirsem, karım ve oğlum ölür. | Open Subtitles | إن تركتهم يرحلون، فزوجتي وولدي في عداد الأموات |
| Oğlunun haberlerini duydum,fakat Jasper ve benim oğlumun sana ihtiyaçları var. | Open Subtitles | لقد سمعت عن ابنك، لكن جاسبر وولدي بحاجة لك |
| O anda, oğlumun fıstığa alerjisi olduğunu anladım. | Open Subtitles | - وولدي الأصغر بدأ بالأختناق عندها أدركت أن أبني حساس من الفستق |
| Karımı ve oğlumu kaybettim. | Open Subtitles | فقدت زوجتي وولدي. |
| Beni ve oğlumu rahat bırakmanız için. | Open Subtitles | بأن تتركني أنا وولدي وشأننا |
| Biliyorum, ama son altı aydır benimle ve oğlumla birlikte yaşıyordu. | Open Subtitles | أعرف، ولكنه كان يعيش معي أنا وولدي للستة شهور الأخيرة |
| Karım ve oğlum öldüler. Ben sadece... sadece onları özlememenin bir yolunu bulmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | زوجتي وولدي ماتا، وكنت أحاول إيجاد طريقة تخلّصني من الشوق إليهم. |
| Karım ve oğlum birer ay arayla öldüler. | Open Subtitles | زوجتي وولدي ماتا ولم يفصل بين موت كل منهما سوى أشهرٍ |
| Bu yüzden ben ve oğlum buraya seni görmeye geldik. | Open Subtitles | لذلك انا وولدي هنا لرؤيتك |
| Ve bu benim sevgili eşim Olivia ve oğlum Marco. | Open Subtitles | وهذه زوجتي الغالية (أوليفيا) وولدي (ماركو) |
| Diğer ailem. Karım ve oğlum. | Open Subtitles | عائلتي الأخرى، زوجتي وولدي. |
| ve oğlum, Edward? | Open Subtitles | وولدي (إدوارد)؟ |
| Benim hakkım var, oğlumun hakkı var, öyleyse babamın da hakkı var. | Open Subtitles | لديّ الحقّ أنا وولدي أن نرى والدي |
| - Karım ve oğlumun yanına. | Open Subtitles | لأكون مع زوجتي وولدي |
| Kocamın altı tane, oğlumun da beş tane sikkesi vardı. | Open Subtitles | كانت لزوجي ستّ وولدي خمس |
| oğlumla ben. O büyük kuştan. Hani içinde pilav dolu. | Open Subtitles | يجب أن نأكل أنا وولدي الطائر الكبير المحشو بالأرز |
| oğlumla beraber Michigan'dan yeni taşındık. | Open Subtitles | أنا وولدي إنتقلنا إلى هنا من ميتشغان |