| - ve 75'lik yaşlı bir kadın tarafından takip mi ediliyoruz? | Open Subtitles | ويجري اتباع لنا من قبل، امرأة 75 سنة؟ هو بوضوح مجنون. |
| İdrar aşağı akarak üretraya girer ve dış üretral sfinkter aniden durur. | TED | ويجري إلى أسفل سريعًا، ويدخل السائل الإحليل ويتوقفُ لفترة قصيرة عند العضلة القابضة الخارجية. |
| Dünya'daki hayatın evreni ve düzenli olarak güncellenip tamamlanıyor. | TED | إنه كون من الحياة على الأرض ويجري تحديثه واستكماله باستمرار. |
| Ülkenin dört bir yanından geçerek yerleşkeler ve tesislere malzeme sağlayan kuvvetlendirilmiş bir treni çalıştırmak için kullanılıyor. | TED | ويجري استخدامها في تشغيل قطار ضخم ومحصّن يمشي في أرجاء البلاد، يزوّد المستوطنات والمنشآت بالإمدادات. |
| Her hafta oraya gidiyor, sıraya giriyor, görüşmeler yapıyor ve iş aradığı ile ilgili bir sürü yalan uyduruyor. | Open Subtitles | هو يذهب إلى هناك كل إسبوع ينتظر في الطوابير ويجري المقابلات... ويختلق كل الأكاذيب... عن أنه يبحث عن وظائف |
| Her hafta oraya gidiyor, sıraya giriyor, görüşmeler yapıyor ve iş aradığı ile ilgili bir sürü yalan uyduruyor. | Open Subtitles | هو يذهب إلى هناك كل إسبوع ينتظر في الطوابير ويجري المقابلات... ويختلق كل الأكاذيب... عن أنه يبحث عن وظائف |
| Ejderin oğullarının kökleri çok eski ve derinlere dayanıyor. | Open Subtitles | سلالة أبناء التِنِّيِّنْ قديمة جداً ويجري حبها في عروقهم |
| ve benimle aynı yeteneğe sahip olduğu için zulüm görüyor. | Open Subtitles | ويجري اضطهاد انه لأنها هبة نفسها التي أقوم به. |
| Kart makineden geçirilir ve her alışveriş kaydedilir. | Open Subtitles | كل مرة يشتري شيئاً يمسح بطاقته ويجري تسجيله في تاريخ الشراء |
| Müzikleri çok saldırgandı ve kadınlara hitap etmek gibi bir dertleri de yoktu. | Open Subtitles | وكان نادي البنين، ويجري الموسيقى عدوانية جدا، لا تحصل على التعاطف من الجمهور الإناث. |
| Sonra et yenirdi ve herkes yediği dilimin bir kaç gün önce yaşıyor, nefes alıyor olduğunu bilirdi. | Open Subtitles | كثيرا ما جلست أمام لتناول الطعام وأكل اللحوم، ويجري على علم بأن هذه القطعة من كل ما كان، وعاش وتنفس قبل بضعة أيام. |
| Kocamandı ve çok hızlıydı, bir yardı bir saniyede geçiyordu. (Ç.N: 1 yard....91.44 cm) | Open Subtitles | , لقد كان ضخما ويجري بسرعة .لقد اختفي عبر الساحة في ثانية واحدة |
| Bütün gün morali çok bozuktu ve aniden gidip senden özür dilemesi gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | ويجري كل يوم والاكتئاب ، و قال فجأة انه في حاجة الى الذهاب الى الاعتذار. |
| Tüm bu adamların, büyünün etkisi altında olduğunu düşünüyor gibisin ve bu adamlardan biri de benim ama onlar gibi değilim. | Open Subtitles | يبدو أنك تعتقد أن جميع هؤلاء الرجال ويجري توضيح بعض الجنون , وانني واحد منهم , لكنني لست كذلك. |
| İdrar çıkışı normal, ağırlık normal ve tekerlekte dönüyor. | Open Subtitles | طبيعي والوزن طبيعي, المثانة إخراج العجلة على ويجري |
| Onu buldu, yanına aldı ve şu anda da beynini anlayabilmek için üzerinde araştırmalar yapıyor. | Open Subtitles | عثر عليها، وخطفها، ويجري أبحاثاً عليها، يُخطط عقلها. |
| İnsanlığa tehdit olan 9 yaşındaki kişi yakalandı ve onu durdurmak için önlemler alınmaya başlandı. | Open Subtitles | قد عثر على مصدر تهديد البشرية ذو سن التاسعة ويجري اتخاذ تدابير لمنعه |
| bu senin 2. düğünün ve beyaz pek uygun olmayabilirdi. | Open Subtitles | هذا ويجري حفل الزفاف الثاني الخاص بك، والجميع، الأبيض ربما لم يكن مناسباً. |
| Bak, burada olmak ve sürekli yeni yerlerde olmak sana ağır geliyor olmalı yeni insanlar, yeni yatak. | Open Subtitles | أنا أعرف ما حصلت عليه لتكون ساحقة يجري هنا ويجري في أماكن جديدة في كل وقت ومع أشخاص جدد وسرير جديد. |
| O halde diğer hayatta en zeki insan olabilir ve sen de onun sadık köpeği olursun. | Open Subtitles | لذلك يمكن أن يكون اذكى رجل في القادم . ويجري كلب المخلصين. |
| Benim gibi grubun içinde olmak, o olayı paylaşmak isteyen bir sürü kız var. | Open Subtitles | أنت تعرف، أنا مع الفرقة. تريد الحفلات ويجري في منتصف الصوت. |