| O zaman cinsel organına felç inmiş ve yürürken bunu saklıyor. | Open Subtitles | حسناً، ربما هو عاجز من الوسط الذي حوله ويخفي الأمر بالمشي. |
| Radar sinyalini emiyor, uçakları saklıyor. | Open Subtitles | يمتص الرادار ويخفي الطائرات |
| Yalan söylüyor, sır saklıyor. | Open Subtitles | إنّه يكذب ويخفي الأسرار. |
| Ruhunu parçaya böler ve onu bir nesnenin içinde saklarsın. | Open Subtitles | يُـقَسم المرء روحه ويخفي شيء منها في ذلك الغرض... |
| Ruhunu parçaya böler ve onu bir nesnenin içinde saklarsın. | Open Subtitles | يـُقسِم المرء روحه ويخفي شيء منها في ذلك الغرض... |
| Prensipte beyaz önlüğüyle kötü kalbini saklayan biri. | Open Subtitles | على مبدأ أنّه يرتدي معطفاً أبيضاً ويخفي قلب الطيّب |
| Prensipte beyaz önlüğüyle kötü kalbini saklayan biri. | Open Subtitles | على مبدأ أنّه يرتدي معطفاً أبيضاً ويخفي قلب الطيّب، |