| Bir kamyondan elleri zincirli çıkabilirmiş. | Open Subtitles | كان يستطيع الخروج من صندوق غارق ويداه مكبلتان |
| Cildi tüm esnekliğini kaybetmiş. elleri ve ayakları sertleşmiş. | Open Subtitles | جلده فقد كل المرونة ويداه وقدماه متحجرتان |
| Bana dokunduğu en son zaman, boynumda elleri ve bana bağırırken uyandım. | Open Subtitles | آخر مرة لمسني فيها استيقظت ويداه حول عنقي وكان يصرخ عليّ |
| Hani elinden ve kafasından alevler çıkaran adam. | Open Subtitles | عن رجل تشتعل رأسه ويداه بالنار؟ |
| Baş büyücümüz yardımcı olmaya o kadar hevesliyse, neden eli kolu bağlı öyle dikiliyor? | Open Subtitles | إن كان عرّافنا الذي من الدرجة الأولى متلهفٌ للمساعدة فلما يقف هنالك ويداه إلى جانبه |
| Evet, ama masaya bağlıydı ve elleri kelepçeliydi. | Open Subtitles | نعم ولكنه كان مربوطاً بالطاولة ويداه مقيدتان |
| Ve elleri de temiz ve ayakkabısına yapılmış tuvalet kağıdı da yok. | Open Subtitles | ويداه نظيفتان ولايوجد مناديل على جزمته |
| elleri de yanında, sanki hiçbir şeyden korkmuyormuşçasına. | Open Subtitles | ويداه على جانبيه وكأن ليس لديه ما يخشاه |
| Sadece arkadaşlarını dinliyordu ve elleri ceplerindeydi. | Open Subtitles | يستمع فقط إلى أصدقائه ويداه في جيوبه. |
| Çok bekletiyor, elleri de çok soğuk. | Open Subtitles | فهو فظ ويداه باردتان |
| elleri bağlıyken nasıl çalışabilir? | Open Subtitles | كيف له أن يعمل ويداه مقيدتين؟ |
| Hayır, çocuğun elleri arkadan bağlı olduğu için kurşunu saptırmıştır. | Open Subtitles | هرب الفتى ويداه مقيدتان خلفه |
| Evet, çok yardımcı. Sıcacık da elleri var. | Open Subtitles | إنه خدوم جداً ويداه دافئتان |
| Big Fish, Terrell'ı Popeye Collier'ın cesediyle beraber görmüş, elleri kanlıymış. | Open Subtitles | رأى (بيج فيش) (تيرل) منحيناً فوق جثة (بوبي كولير) ويداه ملطختان بالدماء |
| Hani elinden ve kafasından alevler çıkaran adam. | Open Subtitles | عن رجل تشتعل رأسه ويداه بالنار؟ |
| Adamımın eli dolsun istemem. | Open Subtitles | لا أريد أي رجل ويداه مشغولتان |