| Mahalledeki bütün çocuklar bana gülüp, alay ettiler. | Open Subtitles | وكل الأطفال في حيّنا كانوا يضحكون علي ويسخرون مني |
| Baksana şuna, benimle alay ediyor, yalnızca yanıp sönüyor, söndü, yandı, söndü, sanki çok satan bir roman yazmak çok kolaymış gibi. | Open Subtitles | مجرد إلقاء نظرة عليه هناك، ويسخرون مني، مجرد وامض على، إيقاف، تشغيل، إطفاء، مثل ذلك هو كتابة السهل جدا الأكثر مبيعا رواية. |
| Sizinle acımasız ve ritmik bir şekilde alay ederler. | Open Subtitles | سوف يهزئونك ويسخرون منك بشكل إيقاعي |
| Bizim çıktığımızı biliyorlar. Bununla dalga geçiyorlar. | Open Subtitles | يعلمون أننا في موعد غرامي ويسخرون منّا. |
| Sedece beraber çalıştığım iki gerzek benle dalga geçiyorlar çünkü hayatlarını ebediyen adayacakları güzel bir kız arkadaşları yok! | Open Subtitles | لا شيء، مجرد أغبياء أعمل معهم ويسخرون مني لأنهم لا يتوفرون على ! صديقة جميلة يتفانون في حبها |
| - O "Bizimle alay geçiyor." denen insanlar da zamanında oradan gelenleri soyup soğana çevirip altınını, şeyini yok pahasına alan soyguncu fırsatçılar. | Open Subtitles | الناس الذين يستهزئون ويسخرون بنا هم ذاتهم الانتهازيون اللصوص... الذين سرقونا على غفلة لأننا جئنا من الخارج معدمين |
| Öğretileri reddeden, doğru yoldan şaşıp kurallarıyla alay edenlerden tiksinir. | Open Subtitles | كان يمقت اولئك الذين يتجاهلون تعاليمه من الصالحين... وتخلفون بعهده... ويسخرون من تصرفاته. |
| Kesinlikle tacize uğrardım, alay edilirdim... | Open Subtitles | rlm; كانوا سيضايقونني ويسخرون مني. |