| O kadar iyiyim ki diğer hizmetliler gün boyunca bodrumda oturup sarhoş oluyorlar ve tanıdıkları bir aptalın arkasından gülüyorlar. | Open Subtitles | أنا جيد لدرجة أن البوابين الآخرين يجلسون طوال النهار يشربون الخمور ويضحكون على هذا الأبله الذي يفعل كل هذا |
| İnsanlar sırf konuşmak için biraraya geliyor ve bana göre komik bile olmayan şeylere gülüyorlar. | Open Subtitles | الناس يتحدثون ويجتمعون ويضحكون على أمور لا أجدها مضحكةً إطلاقًا. |
| Bazen ayakkabı dükkanına bakıp babama gülüyorlar. | Open Subtitles | أحياناً ينظرون ...لمحل الأحذية ويضحكون على أبي |
| Ve ne zaman isterlerse sevişip arkamızdan gülüyorlardı. | Open Subtitles | بينما كانوا يقومون بممارسة الجنس في الوقت الذي يحلوا لهم ويضحكون علينا دون أن نشعر بذلك |
| Amerikalılar tarafından yönetiliyordu insanlar özgürce yürüyor, bağırıyor ve gülüyorlardı. | Open Subtitles | ... كانت تُحكم من قبل الأمريكيين ... يمشون بحرية، ويصيحون ويضحكون |
| Yakın TV stüdyolarının sophistoları vardı gülüp duruyorlardı. | Open Subtitles | جلس بعض سوفسطائيي ﺇستديوهات التليفزيون عند الزاوية يثرثرون ويضحكون |
| - Hep İtalyanca fısıldaşıyor arkamdan, yüzüme karşı gülüyorlar. | Open Subtitles | -وكيف تعرف ذلك؟ -يثرثرون بالإيطالية كثيراً ويضحكون عليّ من ورائي وأمام وجهي |
| Seni ve o kücük fahişeyi gorüyorlar ve gülüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يرونك ويرون ذلك الوغد ويضحكون |
| Anca içiyorlar, tüttürüyorlar ve de gülüyorlar. | Open Subtitles | إنهم فقط يشربون ويدخنون ويضحكون |
| Bizi işaret edip gülüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يشيرون نحونا ويضحكون |
| Dalga geçiyorlar ve gülüyorlar. | Open Subtitles | يبصقون علينا ويضحكون |
| Kalenin önünde fotoğraf çekilebiliyorlar turlara katılıyorlar, gülüyorlar "Donny, gel yanıma otur" diyorlar. | Open Subtitles | يستطيعون إلتقاط صور أمام القلعة ويتفقون على الألعاب ويضحكون ويقولون "دوتي).. |
| gülüyorlar. | Open Subtitles | ويضحكون. |
| İçki içip gülüyorlardı. | Open Subtitles | وكانوا يشربون ويضحكون |
| Meğerse bu öğlen gölde - daha çok bataklık - balık tutma yarışması da varmış ve bu balıkçılar ben yürümeye çalışırken şarap içiyor, bana alaylar savuruyor ve gülüyorlardı! | Open Subtitles | وإتضح أن هنالك أيضاً، مسابقة لصيد السمك في الظهيرة، في هذه البحيّرة بل المستنقع! والصيّادين كانوا يشربون النبيذ، ويسخرون مني ويضحكون عندما كنتُ أحاول المشي ؟ |
| Yakın TV stüdyolarının sophistoları vardı gülüp duruyorlardı. | Open Subtitles | جلس بعض سفوسطائيى استديوهات التليفزيون عن الزاوية يثرثرون ويضحكون |
| Bu gecede yemek yiyeceklerini, konuşacaklarını, dans edeceklerini gülüp eğleneceklerini, ateşte elma kızartacaklarını biliyorum. | Open Subtitles | الان , اعلم انهم بالليل سوف ياكلون ويتكلمون ويرقصون ويضحكون ويشوون التفاح على النار |
| Donahaue'lar gibi ortalıkta koşuşuyor, gülüp eğleniyorlardı. | Open Subtitles | كان الاولاد يرمون ويطاردون ويضحكون كعائلة كبيرة |