| Şu beyaz bok benim şeylerimi çalıyor, ve bana geri satabileceğini sanıyor! | Open Subtitles | هذا الأبيض اللعين سرق أشيائى ويعتقد أنه يمكن أن يبيعهم لى ثانية |
| O 16 yaşında ve aşık olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | إنه في 16 من العمر ويعتقد بانه واقع في الحب |
| Çin tıbbında boynuzun baş ağrısına iyi geldiğine inanılıyor. | Open Subtitles | في الطب الصيني ، ويعتقد أن قرون وحيد القرن يمكن أن تخفف الحمى |
| Dedektifin tanık koruma programında çalıştığına inanılıyor ve haber kısıtlamalarından ötürü ismi açıklanamıyor. | Open Subtitles | ويعتقد أن المحقق الذي عمل مع الشاهد المحمي لم نستطع ذكر إسمه لدواعي الحذر |
| Bazı ünlü coğrafyacılar ve matematikçiler de dünyanın yuvarlak olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | بعض الجغرافيين المشهورين ويعتقد علماء الرياضيات أيضاً |
| Çok fazla makyaj yapıp kendini sanatçı sanan bir ucubesin sadece. | Open Subtitles | كنت مجرد نزوة الذي يرتدي الكثير من ماكياج ويعتقد أنه فنان. |
| "Thomas Miller'a kim inanır?" demek istiyorum aslında. | Open Subtitles | يعني , في الواقع الذي سوف ويعتقد توماس ميلر؟ |
| Mısır piramitlerinin yapımında bile bu sayının kullanıldığı düşünülüyor. | TED | بل ويعتقد أن يكون قد استخدم في بناء الأهرامات المصرية. |
| Polis, Şef Ki Ho Sang'ın dokuz kişinin ölümüne sebep olduğunu düşünüyor ve cezasının işlediği suça karşılık yeterli olmadığını savunuyor. | Open Subtitles | ويعتقد المحققون أن الرئيس هو كي سانج هو المسؤول عن وفاة تسعة رجال وأن عقوبته ليست شديدة بما يكفي لارتكابه هذه الجريمة. |
| Bir kıza tutuluyor ve herşeyi onun düzelteceğini sanıyor. | Open Subtitles | . هو يغلق على الفتاة ، ويعتقد أنه سيجعلها توافق على كل شئ |
| Neler döndüğünü bilmiyorum sanıyor. | Open Subtitles | إنه يعتقد أننى مغفل ويعتقد أنه يعرف مايدور هنا |
| Hayır, kayarken kaza geçirdi, 1985'te olduğumuzu sanıyor. | Open Subtitles | كلا، تعرّض لحادث تزحلق ويعتقد أننا في العام 1985 |
| Bu suçların bu dönemde işlendiğine inanılıyor. | Open Subtitles | ويعتقد أنه في هذا الوقت أن الجرائم ارتكبت |
| 400 ölü, yüzlerce kayıp olduğuna inanılıyor. | Open Subtitles | 400 قتيلا، بعد ويعتقد أن مئات في عداد المفقودين. |
| Bunun şüphelinin ilk cinayeti olduğuna inanılıyor. | Open Subtitles | ويعتقد أن هذا يكون Lujack وأبوس]؛ [س] تهمة القتل الأول. |
| Bazı insanlarsa uzaya otoyollar yapabileceğimize inanıyor. | Open Subtitles | ويعتقد بعض الناس أننا سنتمكن من استخدامها لبناء طريق سريع بالفضاء |
| bazı bilim adamları sadece 20 yılda bunun olacağına inanıyor kişisel fabrikalarımız oturma odamızda olacak ben o kadar da emin değilim rahatça geçmemize birçok engel var şunu söyleyebilirim ki belki 21. yüzyılın sonuna kadar gecikebilir kişisel fabrikalarını taslak halinde görmeye başlayabiliriz nanoteknolojinin müthiş kutsal kase'sinden konuşuyoruz | Open Subtitles | ويعتقد بعض العلماء أنه بمجرد 20 عاماً سيكون لدينا آلات تصنيع شخصية بغرفة المعيشة لست متأكدا من ذلك |
| Eğer yeterince sadık olur ve kendini kanıtlayabilirse, belki efendisi onu dönüştürür. | Open Subtitles | لكنه يعمل لحسابهم ويعتقد ان سيده سيرضي عنه |
| Eğer yeteri kadar sadık olursa ve kendini kanıtlarsa, belki efendisi onu dönüştürür. | Open Subtitles | ويعتقد ان سيده سيرضي عنه انتظر لحظة استعملتنى كطعم |
| Evrim biyologları kalıtsal bilgimizin gelişimi belirleyen şey olduğuna inanır. | Open Subtitles | ويعتقد علماء البيولوجيه التطوريه ان جيناتنا الوراثيه هى ما تحدد التغيرات والتنميه لدينا |
| Halka'daki sembollerin, tanrıların adlarını gösterdiği düşünülüyor. | Open Subtitles | ويعتقد أن هذه الرموز الغريبة على الحلقة تمثل أسماء تلك الآلهه |
| Albay Daniels alarm verilecek kadar ciddi olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | لكنه يصدر الأربعاء ويعتقد الكولونيل دانيالز أن الفيروس خطيراً كفاية لإصدار إنذار خاص |