"ويفترض" - Translation from Arabic to Turkish

• gerekiyordu
• güya
• sözde

Yüzeye dokular halinde çizmen gerekiyordu.
ويفترض منك أن، كما تعلم، تقوم برسم الأنسجة والمظاهر الخارجية.

Erimiş olması gerekiyordu. Bu güce sahip olan tek kişi benim. Geri alabilecek tek kişi de ben olmalıyım.
يفترض أنْ يذوب، فوحدي أمتلك هذه القدرة ويفترض أنْ أكون قادرة على إزالته

Kırmızı Lantern'in yeşil olması gerekiyordu.
ويفترض بالبطل "الفانوس الأخضر" أن يكون أحمر

O kadar paramız var ve güya bunun eğlenceli olması gerekiyor, ama değil işte!
أعرف بأن لدينا المال ويفترض أن يكون أمراً ممتعاً لكنه ليس كذلك

İşte güya hayat yürüdüğümüz bir yolmuş başımıza gelen şeyler de bizi değiştirirmiş.
انظر، يفترض بالحياة أن تكون طريقًا وتمضي بها وهذه الأمور تحدث لك ويفترض بها أن تغيّرك.

Makinadan elektrik akımı geçiriyorsunuz, ve sözde kimyasal bir reaksiyon oluşuyor!
وبمجرد عبور التيار الكهربي في هذه المكينة ويفترض حدوث تفاعل كيميائى

Neyse nişanlanan iki çift gördük. Şans getirdiği söylenir, sözde.
على أية حال، لقد شاهدنا عروساً ويفترض بهذا جلب الحظ الجيّد

Yeni matematiği onların öğretmesi gerekiyordu.
ويفترض بهم تعليم الرياضيات الجديدة

Birisinin bana getirmesi gerekiyordu.
ويفترض باحدهم ان يحضر جديدا

- Olumlu. Ve Jack'e iyi bir avukat bulmam gerekiyordu.
ويفترض بي أن أجد لـ(جاك) محامياً بارعاً.

Ben de zamanında pizza dağıtıcısı olacaktım güya.
ويفترض أن أكون عامل توصيل البيتزا يا صاح.

17, güya sürüye güç ve uzun ömür veren ölümsüzlüğü temsil ediyormuş.
الرقم 17 يمثل الأبديّة... ويفترض أن يمنح القوة وطول العمر للعشيرة

ve sözde tüm Tanrılar ve herkes Vishnu'ya gitti ve dediler ki,
ويفترض أن توجه جميع الآلهة والجميع لفيشنو ، وقال :

O benim erkek arkadaşım değil ve hatta belkide arkadaşım bile değil ve sende sözde hayatına devam edecektin Brandon.
إنه ليس حبيبي وهو على الأرجح لم يعد صديقي حتى ويفترض بك تخطي الأمر يا (براندن)