| Birileri onu; seni ve beni inciltmek için kullanmaya çalışıyor, bu kesin, bu yüzden onu Wilden'a verdim. | Open Subtitles | من الواضح ان هنالك احد ما يستخدمه ليؤذيكي وانا لذلك اعطيته لـ ويلدن |
| Dedektif Wilden, Alison Dilaurentis davasının önemli bir parçasıydı. | Open Subtitles | المحقق ويلدن كان جزء مهم في قضية أليسوم دولرنتس |
| Annesinin artık Wilden'ı yoldan çekebileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد ان امها تستطيع التورط اكثر مع ويلدن, |
| Kızımı hedef almanızdan bıktım, Dedektif Wilden. | Open Subtitles | اكتفيت من ان تكون ابنتي بيد المحقق ويلدن, |
| Ben ve Dedektif Wilden'ı da bir an için kayda almış. | Open Subtitles | لقد سجلت بعض اللحظات بيني وبين المحقق ويلدن |
| Wilden'ın kasasından çıkan tüm o para. | Open Subtitles | بشأن المآل الذي وجدتيه بصندوقٌ الامآنات الخآص بـ ويلدن |
| Geçtiğimiz yıllarda Wilden ile kaç kere konuşmuş olabilirsin? | Open Subtitles | كم عدد المرات التي تحدثت بهـآ مع ويلدن من خلال السنه المآضيه؟ |
| Wilden'ın ölümüyle her şey bitecek diye umut doluydum. | Open Subtitles | لقد تمنيـت مع موت ويلدن سيكون النهآيه لهذا |
| Bilmiyorum. Belki de Wilden'a ödeyecektir. | Open Subtitles | لااعلم ربمـآ هي كانت تريد ان تدفع لـ ويلدن |
| Wilden o kadar zeki değildi. Birisi ona yapması gerekeni söylüyordu. | Open Subtitles | ويلدن لم يكن بذلك الذكـآء , شخص ما كان يخبره بمـآذا يفعل |
| Yani birisi Wilden'ı trene gönderdi. | Open Subtitles | لذآ شخص ما اِخبر ويلدن بأن يكون على متن ذلك القطـآر |
| Wilden'ı biliyorlardı. Yine de sustular öyle mi? | Open Subtitles | و علموا بشأن ويلدن و لكنهم لم يخبروا احداً؟ |
| Anneme tüm o Wilden kutularını taşıması için yardım etti ve mahkemede Travis'in babası için şahitlik yaptı | Open Subtitles | لماذا قبلتيه? لقد ساعد امي عندما ويلدن كشف انها سرقت النقود ولقد ساعد ترافيس عندما كان اباه في المحاكمه |
| Wilden'a Marion'ın ölümünün intihara gittiğinden emin olmak için rüşvet verdi. | Open Subtitles | لقد دفعت ل ويلدن لتأكد من وفاة ماريون واعلن على انه انتحار |
| Wilden asla senin geri dönüp hikayeni anlatmana izin vermezdi. | Open Subtitles | ويلدن كان من المستحيل ان يجلعك تعودين وتخبرين بقصتك |
| Ben şimdi Dedektif Wilden'la konuşup Toby'yi neden hala bulamadıklarını öğrenmeye gidiyorum. | Open Subtitles | .. و الآن سـ "سأذهب للتكلم مع المحقق "ويلدن لأكتشف لماذا لم يحددوا مكان "توبي" حتى الآن |
| Wilden bunu bana söylememeliydi, ama pek çok polis gibi onu da kafaya almak çok kolay. | Open Subtitles | كان يتوجب على "ويلدن" اخباري و لكن كان من السهل اخضاعه |
| Hayır, o raporu Wilden'a vermek güvenin tam tersi. | Open Subtitles | لا اعطاء التقرير لـ ويلدن هو شيء خطر |
| Wilden da bizim kadar tehlikede. | Open Subtitles | ويلدن في خطر كالقدر الذي نحن فيه |
| Wilden'a gittiğine göre, sen de bilmiyormuşsun. | Open Subtitles | حسنا؟ اذا ذهبتي الى ويلدن على عكسك |
| Weldon, Idoha'daki Şerif'in ofisini aramanı istiyorum. | Open Subtitles | اريدك ان تتصل بمدير الشرطه في ويلدن بايداهو |