| Bir gün, rahipliği bıraktığını açıklayan bir not yazarak gitti. | Open Subtitles | ويوما ما إختفى. وترك ملاحظة يقول فيها أنه ترك الكهنوت |
| Şu anda bu hayvanlar üretiliyorlar. Bir gün, muhtemelen çok yakında, süpermarketinizden sıfalo köfteleri alabileceksiniz. | TED | ويتم الآن إنتاجهم، ويوما ما، ربما قريبا، ستتوفرون على فطائر البيقر في الأسواق الممتازة المحلية. |
| Bir gün, şirket başkanı aradı ve bir etkinlikte şirketin sürdürülebilirliği hakkında konuşmayı isteyip istemeyeceğimi sordu. | TED | ويوما ما , اتصل رئيس الشركة .. وسألني إن كان بإمكاني التحدث في مؤتمر عن إستدامة مزرعة الأسماك تلك |
| Bir gün, muhtemelen de yakın, hepimizi birdeb tehdit eden bir virüse sahip olacağız. | TED | ويوما ما, ربما قريبا, سيظهر فيروس يهدد حياتنا جميعا. |
| İşler yoluna girer, sonra Bir gün bir bakmışsın sen de onu, kendi kızı hakkında tamamen yanılırken buluyorsun. | Open Subtitles | الأموار تنجح، ويوما ما عليك أن تكون قادراً على لرؤيتها بشكلٍ خاطئ حول أطفالها |
| Öyle değilse gözlerimi veririm. Ve bunu sana Bir gün kanıtlayacağım. | Open Subtitles | كنت أفضل أن أفقد عينتاي على ان يحدث ذلك ويوما ما سأثبت لك ذلك |
| Bir gün iyi bir adam ona aşık olur ve onunla evlenir. | Open Subtitles | ويوما ما، وبضربة حظ: رجل لطيف يقع في حبها ويتزوجها |
| Bir gün hazır olduğunda, tüm bunlar geçmişte kalan engeller olacak. | Open Subtitles | ويوما ما عندما تكونين مستعدة ستعبرين هذه الحواجز |
| 40 yaşındayken Bir gün uyandı, hayatına anlam kazandıran iki kızı vardı. | Open Subtitles | ويوما ما استيقظ وهو في الأربعين من عمره مع ابنتين أضاءتا له الحياة وفجأة بدأ يذهب لمشاهدة عدد لا متناهي من المسرحيات |
| Bir gün ofisinde yazılacak bir şeyler sırasında yalnızdı. | Open Subtitles | ويوما ما كانت وحدها فى مكتبه ووجدت شيئا على مكتبه |
| Bu ismi seçtim çünkü hiç bir zaman unutulmamasını ve köprünün Bir gün dünya çapında tanınan bir üne sahip olmasını istiyorum | Open Subtitles | هذا الاسم هو على امل ان لا ينهار الجسر ابدا ويوما ما سوف يصبح جسرا مشهورا جدا وسيكون اسمه |
| Etiketleri unutacaksın. Devam edeceksin. Bir gün, belki çok üzgün olacaksın. | Open Subtitles | تنسي المكان الذي لصقتيه فيه ويوما ما وانتي تسيرين |
| Ve sonunda Bir gün çılgın bir ambulansla her gün geçtiğim sokaklardan geçerek hastaneye götürülüp orda öleceğim. Ya da hastaneye gitmeye fırsat kalmadan. | Open Subtitles | ويوما ما سأموت في المستشفى أو في سيارة الإسعاف في طريقي إليها |
| Çünkü, bilirsin, bunu yaptıysa... ve Bir gün sen aklını kaçırdıysan ve... | Open Subtitles | لأنه تعلم إذا كان ميتا ويوما ما أصبحت غاضبا منه |
| Bir gün, sen İmparator olacaksın ve insanlar istekte bulunmak için sana gelecekler. | Open Subtitles | ويوما ما ستكون إمبراطوراً وسيأتي الناس إليك ليطلبوا منك معروفاً |
| Ve Bir gün, benden gümüş bir bilezik alıp, onu saklamış ve "işte karıcığım, benim için bir hediye" demişti. | Open Subtitles | ويوما ما قام بنزع السوارة الفضية وأحتفظ بها قال: |
| Ayrıca onu daha iyi tanımak istiyorum, belki de Bir gün tanışırlar. | Open Subtitles | ثم أننى أجده شخص لطيف ويوما ما أريد أن يقابله |
| Eminim her şey istedikleri gibi gidiyordu ve Bir gün gitmedi. | Open Subtitles | أراهنك أن الأشياء إعتادت على الذهاب مباشرة إليهم، ويوما ما، لم تفعل. |
| Evet, seviyorum. Ve Bir gün onu öpeceğim. | Open Subtitles | نعم , انني احبها , ويوما ما سوف اقوم بتقبيلها |
| Dünya yine de döner, döner, döner ve Bir gün durur. | Open Subtitles | ومع ذلك العالم يستمر في الدوران والدوران ويوما ما سيتوقف |
| Öyle sayılır. Bir gün bir Altı Fıstık olacağım. | Open Subtitles | حسناً، تقريبا، ويوما ما سأكون منهم |