| Ve biliyor musun, burada olmasalar bile, söz veriyorum neşeli bir tatili kutlayacağız. | Open Subtitles | و أتعلمين ؟ حتى لو لم يعودوا أعدك أننا سوف نحظى بإحتفال للأعياد |
| Toplantılarıma gidiyorum Ve biliyor musun? | Open Subtitles | , أنا اذهب إلى المقابلات و أتعلمين ماذا؟ |
| Ama çocuklar da hastalar ve uyumama izin vermiyorlar Ve biliyor musun? | Open Subtitles | , الأمر أن الولدين مريضان أيضاً , و هما لا يدعاني أنام و أتعلمين ماذا؟ |
| Kadına mı erkeğe mi inandıkları konusunda en büyük tahmin unsuru ne biliyor musun? | Open Subtitles | و أتعلمين بأن المتنبئ الأكبر سواء إنّ صدقوا الرجل أمّ المرأة |
| Ben alırım. Ve başka ne biliyor musun? | Open Subtitles | لقد فهمت ذلك - و أتعلمين شيئاً آخر - |
| Bu çok aşağılayıcı. Ve ne biliyor musun? | Open Subtitles | هذه اهانة و أتعلمين ماذا |
| Ve biliyor musun, bir çift olarak siz berbatsınız. | Open Subtitles | و أتعلمين ماذا؟ أنتم يارفاق تبدون كثنائي مقرف |
| Bu palyaçoların her bir versiyonuyla yatılı okula gittim Ve biliyor musun? | Open Subtitles | لقد ذهبت للمدرسة الداخلية مع نسخة من كل مهرج من هؤلاء و أتعلمين ماذا؟ |
| Ve biliyor musun? | Open Subtitles | و أتعلمين شيئاً ؟ |
| Ve biliyor musun? | Open Subtitles | و أتعلمين ماذا؟ |
| Ve biliyor musun? | Open Subtitles | و أتعلمين ذلك ؟ |
| Ve ne, biliyor musun? | Open Subtitles | و أتعلمين يا (جوون كارتر)؟ |