| Onlar kıllı, kokulu, hızlı ve güçlü. | TED | هم كثيري الشعر و ذوا روائح كريهة، وسريعون و أقوياء. |
| Bunlar insanlara ne kadar zengin ve güçlü olduğunu ve senin sevildiğini korunduğunu ve sana değer verildiğini gösterir. | Open Subtitles | بل يرون الآخرين أن قومك أغنياء و أقوياء و أنكِ محبوبة و محمية و مقدرة |
| Bu kadar cesur ve güçlü olduğunuz için. hepinize teşekkür ediyorum. Sizi yüz üstü bırakmayacağım. | Open Subtitles | شكراً لكم جميعاً لأنكم كنتم شجعان و أقوياء و سأعوضكم عما حصل اليوم |
| O tanrılar çok eski ve güçlüler. | Open Subtitles | يا لحماقتك الآلهة قدامى و أقوياء |
| Çok aptalsın o tanrılar çok eski ve güçlüler. | Open Subtitles | يا لحماقتك الآلهة قدامى و أقوياء |
| Ucuza, güçlü ve istekli bir samuray buldunuz mu? | Open Subtitles | هل وجدت أي ساموراي؛ بسعر ذهيد و أقوياء و لديهم الرغبة؟ |
| Durum raporları vektörlerin hızlı ve güçlü olduğunu belirtiyordu. | Open Subtitles | المعلومات لدي تشير إلى إنّ حاملي المرض سريعين و أقوياء |
| Bence bize bakana kadar bekleyelim sonra da "evet sen zeki ve güçlü bir yarışmacısın" "ancak biz de zeki ve güçlüyüz" "ve seni yenmek için makul bir şansımız var." dermiş gibi gülelim. | Open Subtitles | و من ثم نضحك هكذا " نعم , أنت ذكي و منافس قوي " لكننا أيضا أذكياء و أقوياء و لدينا فرصة مواتية لهزيمتك |
| Böylece sağlıklı ve güçlü kalabilirsiniz. | Open Subtitles | هذا سيبقيكم أصحاء و أقوياء. |
| İki tane güçlü ve sağlıklı değişim yapacağım. | Open Subtitles | . لديّ الآن بديلين بصحة جيدة و أقوياء البنية |
| İnsan vücudundaki... hata düzeltici kodlar bizi güçlü ve sağlıklı kılar. | Open Subtitles | في الجسم البشري, تُمكننا شفرات تصحيح الخطأ على البقاء اصحاء و أقوياء |