| Bu oda, umutsuzluk, ter ve ayak kokusunun garip bir karışımı gibi kokuyor. | Open Subtitles | فرائحته كرائحة مزيج من العرق, اليأس و الأقدام |
| Kötü fast-food ve ayak kokuları arasında otobüsle 400 km. yol teptim. | Open Subtitles | و لقد قطعت لتوي 250 ميلاً على متن حافلة و الذي تفوح منه رائحة الوجبات السريعة و الأقدام النتنه |
| Televizyon, yemek ve ayak sorunlarının anlamsız sularıyla duş aldır. | Open Subtitles | أغرقيني في المياة التافهة للتلفاز و الطعام و الأقدام |
| Sen, dairesi kokuşmuş peynir ve ayak kokan torbacının tekisin. | Open Subtitles | إنك تاجر مخدرات لشقته رائحة الجبن و الأقدام |
| Külot ve ayak. | Open Subtitles | أحبّ السراويل المثيرة و الأقدام |